Kıbrıs'ın gurur kaynağı ormanları, son yarım asrın en şiddetli kuraklığı ile karşı karşıya. Uzmanlar, peş peşe gelen kurak yılların adanın ciğerlerini adeta çöle çevirdiğini, asırlık ağaçların bile bu koşullara dayanamadığını belirtiyor. Orman Bölge Müdürü Savvas Ezekiel, yaptığı açıklamada, "Gözümüzün önünde kaybediyoruz" diyerek durumun vahametini gözler önüne serdi.
On yılı aşkın süredir devam eden yağış azlığı, toprağı kurutmuş durumda. Toprak o kadar susuz ki, artık damlaları yutacak hali kalmadı. Öyle ki, en dayanıklı ağaç türleri bile bu kuraklıktan nasibini alıyor. Troodos Dağları ve Cape Greco gibi mikro klima etkisindeki bölgeler nispeten daha dayanıklı olsa da, adanın birçok efsanevi ormanlık alanı hızla can çekişiyor.
En büyük yara ise adanın simgelerinden biri olan Sedir Vadisî'nde. Vadideki ağaçların neredeyse yarısı, bu amansız kuraklığa dayanamayarak hayatını kaybetmiş durumda. Kakomalis, Machairas ve Akamas ormanları da aynı kaderi paylaşıyor. Kıbrıs'ın endemik türü olan altın meşesi başta olmak üzere, Kıbrıs çamı ve Kudüs çamı gibi türler de hızla kuruyor. Orman ekipleri, hasar tespit çalışmalarını aralıksız sürdürüyor ancak tablo içler acısı. Ezekiel, "Yüzyıllardır ayakta duran, tarihe tanıklık etmiş ağaçları kaybediyoruz" sözleriyle yürek burkuyor.
Kuraklığın etkileri katlanarak büyüyor. Kökleri henüz tam olarak gelişmemiş genç fidanlar, yaz sıcaklarının ilk dalgasında birkaç hafta içinde can veriyor. Ancak asıl endişe, devasa boyutlara ulaşmış yetişkin ağaçlarda. Yıllardır süren kuraklık, bu ağaçların da son direncini kırmış durumda. Ormanların yok oluşu sadece ağaçların meselesi değil. Derelerin şırıltısı yerini sessizliğe bırakmış, kuşlara ve diğer canlılara hayat veren doğal kaynak suları kurumuş. Bu, tüm bir ekosistemin çöküşünün habercisi.
Uzmanlar, önümüzdeki kış mevsiminin yağış rejimini işaret ediyor. "Bu kış yağmur yüzümüze gülmezse, geri dönüşü olmayan bir yola gireceğiz" uyarısı yapılıyor. Kadim ormanların geleceği, önümüzdeki ayların yağış rejimine bağlı. Unutulmamalı ki; ormanlar yalnızca ağaç toplulukları değil, bir ülkenin nefesidir, hafızasıdır, geleceğidir.