ABD'nin Meksika merkezli uyuşturucu kartellerine yönelik amansız mücadelesinde kritik bir perde daha açılıyor. Dünyanın en çok aranan isimlerinden 'El Chapo' lakaplı Joaquín Guzmán'ın oğlu Joaquín Guzmán López, savunmasını kökten değiştirerek federal uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarını kabul etmeye hazırlanıyor. Chicago federal mahkemesindeki duruşma, Sinaloa Karteli'nin geleceğini şekillendirecek önemli bir dönüm noktası olacak.
Savcılığın idam cezası talebinden vazgeçmesiyle aynı zamana denk gelen bu hamle, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açılan mahkeme dosyalarına yansıdı. Guzmán López'in bu stratejisi, kardeşi Ovidio Guzmán'ın 2025 ortalarında benzer bir yola başvurmasıyla dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, kartelin iki numaralı ismi Ismael "El Mayo" Zambada'nın da aralarında bulunduğu üst düzey isimlerin ABD'ye teslim edilmesi, kartel içinde "taht kavgasını" beraberinde getirdi. Bu çatışmalar, Meksika'nın belirli bölgelerini kan gölüne çevirirken, yaklaşık 1.200 kişi hayatını kaybetti, 1.400 kişi ise kayıplara karıştı.
**Kartel İçin Darağacına Giden Yol**
Guzmán López, 2024 yazında özel bir jetle Teksas'a indiği anda ABD kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınmış, ilk ifadesinde "suçsuz" olduğunu iddia etmişti. Ancak gelinen noktada, savunmasını tamamen değiştirerek ABD yetkilileriyle masaya oturduğu anlaşılıyor. Resmi olarak mühürlü kalsa da, bu tür anlaşmaların temelinde genellikle sanığın kartelin finansal ağları, lojistik operasyonları ve ittifak yapıları hakkında detaylı bilgiler vermesi; buna karşılık savcılığın da hapis cezasında indirim önermesi yatıyor.
Sinaloa Karteli, ABD'deki fentanil ve diğer sentetik uyuşturucuların ana kaynağı olarak gösteriliyor. Bu maddeler, her yıl on binlerce Amerikalının hayatına mal olan bir halk sağlığı krizine yol açıyor. Guzmán kardeşler gibi üst düzey kartel üyelerinin itiraf anlaşmaları, bu ölüm makinesinin işleyişine dair eşsiz bilgileri ABD istihbaratına sunma potansiyeli taşıyor.
**ABD'nin Kartelle Mücadele Stratejisi Netleşiyor**
Federal savcıların idam cezası talebinden vazgeçmesi, uluslararası uyuşturucuyla mücadelenin karmaşık dinamiklerini gözler önüne seriyor. Nihai ceza henüz belli olmasa da, bu anlaşma ABD Adalet Bakanlığı için önemli bir operasyonel zafer sayılıyor. İdamın masadan kalkması, sanık için hayati bir motivasyonken, ABD için kartelin iç işleyişine dair hayati bilgilere ulaşma fırsatı anlamına geliyor.
Chicago'daki duruşma, sadece bir sanığın kaderini değil, dünyanın en acımasız suç örgütlerinden birinin gelecekteki rotasını da belirleyecek. Guzmán López'in itirafı, mahkeme salonundan Meksika'nin dağlık arazilerindeki kartel kalelerine kadar uzanan bir teslimiyetin resmi belgesi olacak. ABD'nin, kartelin tepesine yönelik sistematik avının bir parçası olan bu süreç, organize suçla mücadelede hukukun üstünlüğünün mü, yoksa pazarlığın mı galip geleceği sorusunu da beraberinde getiriyor.