Kıbrıs, Avrupa Birliği'nden ayrılan kaynakları etkin şekilde kullanmakta gösterdiği başarıyla dikkat çekti. 2025 programlama dönemi için AB uyum fonlarını kullanım sıralamasında dördüncü sıraya yerleşen ada ülkesi, Brüksel nezdinde "fonları en iyi emen ülkeler" arasında gösterildi. Bu önemli gelişme, cuma günü toplanan Thalia 2021-2027 izleme komitesinde açıklandı. Yetkililer, ülkenin finansal uygulama hedeflerini tam olarak karşıladığını teyit etti.
Komite Başkanı Penelope Papavassiliou, Kıbrıs'ın bir önceki 2014-2020 programlama döneminde de fonların tamamını kullandığını hatırlatarak, "Bu istikrarlı performans, ülkenin AB'nin en verimli uygulayıcıları arasında yer almasını sağladı" dedi. Bu süreklilik, Kıbrıs yönetim yapılarında kayda değer bir kurumsal öğrenme ve bürokratik olgunlaşmaya işaret ediyor.
**Yeşil Dönüşüm ve İstihdam Odaklı Yatırımlar**
Thalia programı kapsamındaki kaynaklar, yenilenebilir enerji altyapısı, yeşil dönüşüm projeleri ve su güvenliği sorunlarına yönelik müdahaleler gibi dönüştürücü sektörlere aktarılıyor. Program aynı zamanda, yapısal işsizlik ve çok boyutlu yoksullukla mücadele için hedefli sosyoekonomik yatırımları da içeriyor. Bu öncelikler, hem Avrupa Yeşil Mutabakatı hedepleriyle hem de Kıbrıs'ın ada devleti olarak karşı karşıya olduğu çevresel ve ekonomik kırılganlıklarla uyumlu.
Cuma günkü komite toplantısında, Lefkoşa'daki eski GSP stadının ekolojik bir kamu alanına dönüştürülmesi ve mesleki eğitim altyapısındaki kapsamlı reformlar gibi somut projeler masaya yatırıldı. Bu projeler, programın hem fiziksel altyapıyı iyileştirme hem de beşeri sermayeyi geliştirme odaklı ikili stratejisini yansıtıyor. İzleme süreçlerine bakanlık temsilcilerinin, sosyal ortakların ve sivil toplum kuruluşlarının geniş katılımı ise paydaşların sürece ne denli dahil olduğunu gösteriyor.
**Gelecek Döneme Hazırlık**
Kıbrıslı yetkililer, şimdiden 2028-2034 programlama dönemi için hazırlık çalışmalarına başladı. Bu çabalar, ülkenin 2026'nın başında üstleneceği AB Dönem Başkanlığı ile stratejik olarak uyumlu hale getiriliyor. Bu ileri görüşlü yaklaşım, etkin fon kullanımının kapsamlı ön hazırlık ve kurumsal kapasite inşası gerektirdiği bilincinin bir göstergesi.
Kıbrıs'ın AB uyum fonlarını yönetmedeki bu artan ustalığı, çok yıllı mali çerçevelerin karmaşıklığında ilerlemeye çalışan diğer üye ülkeler için örnek teşkil edebilir. Birçok AB üyesinin uygulama gecikmeleri ve idari tıkanıklıklarla boğuştuğu bir dönemde, Kıbrıs'ın bu başarısı daha da anlam kazanıyor. Ülkenin program dönemleri boyunca sergilediği tutarlı performans, geçici prosedürel avantajlar yerine sürdürülebilir kurumsal süreçlerin geliştirildiğine işaret ediyor.