Londra'daki Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) genel merkezinde düzenlenen 34. Genel Kurul'da kritik bir seçim gerçekleşti. Akdeniz'in küçük ama denizcilikte dev ülkesi Kıbrıs, 2026-2027 dönemi için IMO Konseyi'ne bir kez daha seçildi. Oylamada 136 oy alarak adeta fırtına gibi esen Kıbrıs, listede 12. sıradan 7. sıraya yükselmeyi başardı. Bu sıçrama, uluslararası denizcilik camiasının Kıbrıs'a duyduğu güvenin en somut göstergesi oldu.
Kıbrıs hükümeti, bu sonucu hem geçmişten gelen emeklerin karşılığı hem de geleceğe yönelik stratejik bir kazanç olarak değerlendiriyor. Denizcilik Bakan Yardımcılığı'ndan yapılan açıklamada, 1987'den bu yana kesintisiz süren konsey üyeliğinin "üye ülkelerin ülkemizin yeteneklerine ve güvenilirliğine olan inancını kanıtladığı" vurgulandı. Yetkililer, bu güçlendirilmiş pozisyon sayesinde küresel denizciliğin geleceğini şekillendiren kararlarda çok daha etkin rol alınabileceğinin altını çizdi.
Bu diplomatik zafer, denizcilik sektörünün karbon emisyonlarını azaltma, dijital dönüşüm ve artan güvenlik tehditleri gibi zorlu sınavlardan geçtiği bir döneme denk geldi. Diplomatik kaynaklar, bu seçim döneminin son yılların en çekişmeli yarışlarından biri olduğunu belirtiyor. Kıbrıs'ın oylarını önemli ölçüde artırması, Birleşmiş Milletler çatısı altındaki bu uzman kuruluşta gösterdiği teknik beceri ve diplomatik çabanın karşılık bulduğunu gösteriyor.
Konunun tarihsel arka planı, bu başarının değerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Kıbrıs'ın IMO Konseyi'ndeki 36 yıllık kesintisiz varlığı, onu uluslararası denizcilik düzenlemelerini şekillendiren seçkin bir ülkeler grubuna yerleştiriyor. Denizcilik Bakan Yardımcılığı, bu sürekliliği "önemli çalışmalara, uluslararası süreçlere aktif katılıma ve sektör sorunlarının çözümüne yapılan yapıcı katkılara" bağlıyor.
Denizcilik sektörü, Kıbrıs ekonomisinin bel kemiği konumunda. Dünyanın en büyük gemi sicillerinden birini yöneten ve sayısız denizcilik hizmeti şirketine ev sahipliği yapan ada ülkesi için konsey üyeliği, geleceğin kurallarının yazıldığı masada doğrudan söz sahibi olmak anlamına geliyor. Bu durum, Kıbrıs'ın gemi sicili ve denizcilik kümesi için paha biçilmez bir rekabet avantajı yaratıyor.
Küresel denizcilik topluluğu iklim değişikliğiyle mücadele ve teknolojik dönüşüm gibi zorlu görevlerle karşı karşıyayken, Kıbrıs'ın güçlenmiş konsey pozisyonu, bu zorluklara yanıt verecek düzenlemelerin oluşturulmasında çok daha etkili bir rol oynamasına olanak tanıyacak. Seçim sonuçları, uluslararası toplumun Kıbrıs'ın ticari çıkarlar ile çevresel ve güvenlik gereklilikleri arasında kurduğu dengeye olan güvenini açıkça ortaya koydu. Görünen o ki, Kıbrıs denizcilik diplomasisinde 'ağır abi'lerden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.