Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde gösterdiği olağanüstü toparlanma ile adeta küllerinden yeniden doğdu. Temmuz-Eylül dönemini kapsayan bu çeyrekte, ekonomi son iki yılın en hızlı büyüme oranına ulaşarak analistlerin beklentilerini boşa çıkardı. Canlanan tüketici harcamaları ve ihracattaki kayda değer artış, düşüş senaryolarını boşa çıkaran bir tablo çizdi.
Yıllıklandırılmış bazda şaşırtıcı bir şekilde yüzde 4,3'lük bir büyümeye işaret eden bu çeyrek performans, önceki üç aylık döneme göre belirgin bir ivmelenme anlamına geliyor. Hükümetin mali çıkmazları nedeniyle yaşanan gecikmeye rağmen açıklanan rakamlar, Amerikan ekonomik dokusunun altında yatan güçlü momentumu gözler önüne seriyor. Bu büyüme trendi, küresel ekonomik belirsizliklerin damgasını vurduğu 2022'nin başından bu yana kesintisiz olarak sürüyor.
Bu kayda değer genişleme, dalgalı ticaret ve göçmenlik düzenlemeleri, inatçı enflasyonist baskılar ve kamu harcamalarındaki daralma gibi ciddi rüzgarlara karşı gerçekleşti. Buna rağmen, iç tüketim güçlü bir motor görevi gördü ve harcamalarda yıllıklandırılmış yüzde 3,5'lik bir artış kaydedildi. Bu, önceki çeyrekteki yüzde 2,5'lik orandan dikkate değer bir iyileşme. İş gücü piyasasının yavaşlama belirtileri göstermeye başlamasına rağmen, tüketici aktivitesindeki bu sıçrama özellikle sağlık sektöründe kendini gösterdi.
Başlangıçtaki büyüme rakamına katkıda bulunan önemli, ancak ilk bakışta sezgisel olmayan bir faktör de ithalattaki düşüş oldu. Bu azalmanın temel nedeni, yılın başlarında duyurulan ithal mallara uygulanan gümrük vergileri. Gümrük vergileri genellikle ekonomik aktiviteyi yavaşlatan bir unsur olarak görülse de, bu örnekte ithal mallardaki azalma, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya yapılan net katkıyı etkili bir şekilde artırdı.
Bank of America Kıdemli Ekonomisti Aditya Bhave, bu ekonomik performansın dikkat çekici doğasını şu sözlerle özetledi: "Bu, temelde 2022'nin başından beri karamsar beklentileri boşa çıkaran bir ekonomi." Bhave, yaygın kötümserliğe rağmen süregelen gücün altını çizdi. Geleceğe yönelik ise iyimser bir tablo çizerek, "Bunun gelecekte de devam etmemesi için bir neden göremiyorum," dedi.
Bu güçlü büyüme rakamları, ABD ekonomisinin adaptasyon yeteneğinin ve içsel gücünün güçlü bir kanıtı niteliğinde. Karmaşık iç ve dış zorluklarla karşı karşıya olmasına rağmen, ekonomik aktivitenin temel dinamiklerinin sağlam kaldığını gösteriyor. Analistlerin genel beklentisi olan yıllık yüzde 3,2'lik büyüme hızına kıyasla bu performans, birçok ekonomik modelin ekonominin şokları absorbe etme ve canlı bir genişleme yolunu sürdürme kapasitesini hafife almış olabileceğini düşündürüyor. Son ABD hükümet kapanmasının bir sonucu olarak yaşanan gecikmeli raporlama ise bu olumlu ekonomik göstergelerin önemini azaltmadı.