**Lefkoşa, Kıbrıs –** Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Kıbrıs Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides'in liderliğinde, ülkenin uzun soluklu birleşme özlemini bölgesel istikrar ve artan uluslararası itibar vizyonuyla harmanlayan güçlü bir dış politika ajandası çiziyor. Bu süreçte, özellikle Kudüs'teki üst düzey temaslar, Doğu Akdeniz'deki gelişen rolünü pekiştirerek stratejik ortaklıklarını da gözle görülür şekilde güçlendiriyor.
Cumhurbaşkanı Christodoulides, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesini dış politikasının zirvesine yerleştirmiş durumda. Yeniden canlanan bir gayretle bu hedefin peşinden gitme konusundaki kararlılığını sıkça dile getiriyor. Bu içsel zorunluluk, Kıbrıs'ın uluslararası arenadaki konumunu sağlamlaştırma arzusuyla ayrılmaz bir bütünlük taşıyor. Ada ülkesi, sadece bir AB üyesi olarak değil, aynı zamanda güvenliğin kilit bir direği ve daha geniş Orta Doğu bölgesinde işbirliğinin kolaylaştırıcısı olarak öne çıkmayı hedefliyor. Hükümetin stratejisi, Kıbrıs'ın eşsiz jeopolitik konumunu istikrarı artırmak ve insani yardım için hayati bir kanal görevi görmek amacıyla proaktif, dışa dönük ve çok yönlü bir yaklaşıma dayanıyor.
Bu açıklamalar, Kıbrıs'ın altı aylık görev süresi boyunca blok genelinde tartışmaları yöneteceği ve politikaları koordine edeceği AB Konseyi Başkanlığını devralmasıyla aynı zamana denk geliyor. Bu kritik rol için hazırlıklar tam gaz sürüyor. Cumhurbaşkanı Christodoulides, AB'nin stratejik özerkliğini güçlendirme, Birlik ile komşu bölgeler arasındaki köprüyü kurma ve Avrupalı vatandaşların endişelerine doğrudan yanıt verme odaklı kapsamlı bir gündem belirlemiş durumda. Dönem başkanlığının öncelikleri, güvenliğin, savunmanın ve hazırlıklı olmanın güçlendirilmesi; rekabet gücünün artırılması; küresel sahnede açık ve katılımcı bir AB'nin teşvik edilmesi; Avrupa değerlerinin savunulması ve destekleyici bir bütçe çerçevesinin sağlanması olmak üzere beş birbiriyle bağlantılı sütun etrafında şekillenmesi bekleniyor. Güvenlik ve savunma girişimleri, ekonomik dayanıklılık, enerji güvenliği, göç yönetimi, dijital egemenlik, bölgesel bağlantı ve sürdürülebilir emisyonlara geçiş gibi kilit alanlar öncelikli gündemde yer alacaktır.
Proaktif dış politikasının açık bir göstergesi olarak, Cumhurbaşkanı Christodoulides yakın zamanda Kudüs'te düzenlenen Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail'in 10. Üçlü Zirvesi'ne katıldı. Bu zirve, enerji, savunma, inovasyon ve turizm gibi kritik sektörlerde ikili ilişkileri derinleştirmek ve aynı zamanda Doğu Akdeniz'in stratejik önemini pekiştirmek için bir platform sundu. Liderler, bölgedeki güvenlik ve işbirliği için elverişli koşulların teşvik edilmesini ele aldılar ve Amerika Birleşik Devletleri'ni de içeren "3+1" formatının güçlendirilmesi ve bölgesel güvenlik diyaloglarının daha da entegre edilmesi potansiyelini tartıştılar.
Dahası, zirve Kıbrıs'ın enerji stratejisini ilerletme taahhüdünü yeniden teyit etmek için bir fırsat sundu. Hükümet, Yunanistan Başbakanı ile birlikte Yunanistan-Kıbrıs elektrik enterkonneksiyonu (GSI) projesi için fizibilite çalışmasını modernize etme sözü verdi. Bu girişim, Kıbrıs'ın enerji geleceğinin temel taşı olarak görülüyor ve bölgesel enerji altyapısı gelişiminde adanın artan önemini işaret ederek önemli uluslararası ilgi çekiyor.
Yaklaşık 260'dan fazla toplantının Kıbrıs'ta ve 1.500'den fazla toplantının Brüksel'de düzenleneceği yoğun bir takvime sahip olacak yaklaşan AB dönem başkanlığı, şüphesiz Kıbrıs'ı Avrupa'nın karar alma mekanizmalarının merkezine yerleştirecektir. Tahmini 30.000 ziyaretçinin akını, bu sorumluluğun ölçeğini gözler önüne seriyor. Kıbrıs bu kritik dönemi yönetirken, güvenilir bir ortak, istikrarın merkezi ve hem bölgesel hem de Avrupa işlerinde proaktif bir oyuncu olma taahhüdü, hem iç hem de uluslararası arenada ulusal gücünü ve etkisini artırmayı hedefleyerek sağlam bir şekilde yerleşmiş görünüyor.