**Londra/Hartum** – Sudan'da süregelen iç savaşın acımasız yüzü, bu kez uluslararası bir boyut kazanarak ortaya çıktı. İngiltere merkezli olduğu iddia edilen bazı şirketlerin, yüzlerce eski Kolombiyalı askeri, Sudan'ın Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) saflarına katmak için bir köprü görevi gördüğü öne sürülüyor. Bu yabancı savaşçıların, ülkenin güneybatısındaki El Fashir kentine yönelik RSF'nin son vahşi saldırısında kilit bir rol oynadığı ve bu durumun, daha şimdiden felaket düzeyindeki insani krizi daha da derinleştirdiği endişesini körüklediği belirtiliyor.
Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı, 9 Aralık'ta aldığı dikkat çekici bir kararla, bu paralı askerlik operasyonuna karıştığı iddia edilen kişilere yönelik yaptırımlar açıkladı. Bakanlık, ellili yaşlarında iki Kolombiyalı vatandaşı, savaş tecrübesi yüksek eski askerlerin RSF'ye gönderilmesini organize etmekle suçladı. Bu kişilerin, RSF'nin askeri gücünü artırmak amacıyla Kolombiya silahlı kuvvetlerinden ayrılmış, deneyimli eski askerlerin işe alınmasını kolaylaştırdığı iddia ediliyor.
Bu iddiaların ortaya çıkış zamanlaması, RSF'nin El Fashir'e yönelik agresif ilerleyişiyle aynı döneme denk gelmesi açısından ayrıca endişe verici. Analistler, bu deneyimli yabancı savaşçıların akışının, RSF'nin şehri ele geçirme kabiliyetinde belirleyici bir faktör olmuş olabileceğini düşünüyor. El Fashir ve çevresindeki çatışmaların tek başına 60.000'e varan ölüme yol açabileceği tahminleri, şiddetin tırmanışına dair karamsar bir tablo çiziyor.
Bu gölge operasyonun merkezinde, Birleşik Krallık'ta kayıtlı Zeuz Global adlı bir şirket yer alıyor. Yapılan incelemeler, Zeuz Global'in ABD Hazine Bakanlığı'nın yaptırım uyguladığı kişilerle sıkı bir bağ içinde olduğunu gösteriyor. Şirketin, Kolombiyalı savaşçıların Sudan'a intikalinin lojistik ve operasyonel yönlerini kolaylaştıran bir aracı rolü üstlendiği anlaşılıyor. Tottenham ve Covent Garden gibi Londra semtlerinde adresleri bulunan ve hatta Waldorf Hilton oteli ile dahi bağlantısı olduğu belirtilen Zeuz Global'in, yaptırımlara hızla tepki gösterdiği rapor ediliyor. Şirketin, yaptırımların açıklanmasının ertesi günü, yani 10 Aralık'ta operasyonel üssünü Londra içinde taşıdığı ve bunun, soruşturmadan kaçma ve faaliyetlerini sürdürme girişimi olarak yorumlandığı belirtiliyor.
Uluslararası alanda yoğun tepkilere maruz kalan RSF'nin kendisi de, Cenevralı milislerinden doğmuş bir paramiliter güç olarak, uluslararası kurumlar ve insan hakları kuruluşları tarafından sistematik toplu tecavüz, etnik kıyım ve sivil ölümleri gibi ağır savaş suçları işlemekle suçlanıyor. Özellikle muharebe geçmişi olan yabancı paralı askerlerin kullanılması, RSF'nin askeri kapasitesini artırma ve liderliğini sahadaki eylemlerinden doğrudan sorumlu tutulmaktan kurtarma stratejisi olarak görülüyor. İngiltere merkezli şirketlerin bu tür bir ağda yer alması, denetim ve bu tür kuruluşların yasa dışı amaçlarla kullanılabilme potansiyeli hakkında ciddi soruları gündeme getiriyor. ABD Hazine Bakanlığı'nın uyguladığı yaptırımlar, iddia edilen ihlallerin ciddiyetini vurgularken, Sudan'ın uzun ve acımasız iç savaşına yabancı savaşçı akışını kesme kararlılığını da gösteriyor. Zaten karmaşık bir iç çekişme ve bölgesel istikrarsızlık ağının hakim olduğu Sudan'da, bu uluslararası paralı askerlik ağının ortaya çıkması, çatışmaya endişe verici küresel bir boyut kazandırıyor. Çatışmanın sivil halk üzerindeki etkileri ise daha da ağırlaşıyor; zira deneyimli yabancı savaşçıların varlığı, çatışmaları uzatabilir ve insani felaketi derinleştirebilir.