**Washington D.C.** – Küresel halk sağlığı camiasında ciddi tartışmalara yol açan bir gelişmeyle ABD yönetimi, Gine-Bissau'da yenidoğanlara uygulanan Hepatit B aşısını inceleyecek bir çalışma için 1.6 milyon dolarlık bir bütçe ayırmaya hazırlanıyor. Bu adım, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) yakın zamanda Hepatit B aşısının doğumda uygulanmasını "kişisel tercih" olarak sınıflandırmasıyla geldi. Daha önceki tavsiyelerden bu sapmanın, Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr.'ın aşı güvenliği konusundaki uzun süredir devam eden kanaatlerinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Batı Afrika ülkesinde, yetişkinlerin neredeyse beşte birinin Hepatit B'li olduğu ve salgın oranlarının ürkütücü derecede yüksek olduğu bir bölgede bu spesifik çalışmaya fon sağlanması kararı, sert eleştirilere neden oldu. Uzmanlar, girişimi "son derece etik dışı" ve "aşırı riskli" olarak nitelendirerek ciddi etik kaygılar dile getiriyor. Yerleşik bir aşının, sağlık altyapısı kırılgan bir bölgede incelenmesinin, hem Amerikan bilimsel çabalarına hem de küresel sağlık girişimlerine olan güveni sarsma riski taşıdığı, eleştirmenlerce potansiyel olarak zararlı olarak görülüyor.
Bu son gelişme, Sağlık Bakanı Kennedy Jr. tarafından desteklenen daha geniş ABD çocukluk çağı aşı stratejilerindeki değişimlerle yakından ilgili. Yönetiminin Gavi, Aşı İttifakı'ndan fon çekme kararının uluslararası sağlık sektöründe hissedilir şok dalgaları yarattığı biliniyor. Kamu-özel ortaklığı olan Gavi, küresel çapta 1.2 milyar çocuğun aşılanmasında kilit rol oynadı ve bu başarı, tahmini 20.6 milyon ölümün önüne geçtiği belirtiliyor. Gavi ile bağları koparma gerekçesinin, Gine-Bissau'da DTP aşısı ve ölüm oranları üzerindeki sözde etkisiyle ilgili 2018 tarihli bir çalışmanın yorumundan kaynaklandığı bildiriliyor.
Ancak, bu gerekçenin bilimsel temeli de tartışmalı. Danimarkalı araştırmacılar Peter Aaby ve Christine Stabell Benn tarafından yazılan söz konusu 2018 tarihli çalışma, Gine-Bissau'daki kız bebeklerde DTP aşısı ile artan ölüm oranları arasında bir ilişki olduğunu öne sürüyordu. Yine de, aynı araştırmacıların bir kısmının 2022'de yayınladığı sonraki bir makalenin farklı bulgular ortaya koyduğu ve önceki sonuçların etkisini azalttığı anlaşılıyor. Bu tutarsızlık, Gavi'den ayrılma gerekçesinin geçerliliği hakkında soruları beraberinde getirdi.
Sağlık Bakanı Kennedy Jr.'ın kişisel kanaatleri, bu politika yeniden yönlendirmelerinin arkasındaki önemli bir itici güç gibi görünüyor. Philadelphia Çocuk Hastanesi Aşı Eğitim Merkezi Direktörü Paul Offit'in belirttiği gibi, Kennedy Jr. "aşıların zarar verdiğine dair sabit, değişmez bir inanca sahip. Bunu kanıtlamak için elinden geleni yapacaktır." Bu derinlemesine yerleşmiş inanç, şimdi potansiyel olarak geniş küresel yankıları olan somut politika kararlarına dönüşüyor.
Duke Küresel Sağlık Enstitüsü Küresel Sağlık Profesörü ve Kamu Sağlığını Savun Kurucu Üyesi Gavin Yamey, "Hepatit B oranlarının yüksek olduğu ve sağlık sisteminin kırılgan olduğu bir ülkede yerleşik aşıları test etmek, neokolonyalist bir tavır kokuyor ve ABD ile bilime yönelik küresel güvensizliği genişletme riski taşıyor" diyerek derin hoşnutsuzluğunu dile getirdi. Bu eylemlerin sonuçları, acil çalışmanın ötesine geçerek, küresel sağlık eşitliği ve aşı güvenindeki on yıllarca süren ilerlemeyi baltalama tehdidi taşıyor, özellikle de Gavi gibi kuruluşlara temel bağışıklık programları için güvenen gelişmekte olan ülkelerde. İç politika ve uluslararası angajman stratejilerindeki bu değişimlerin birleşimi, ABD'nin küresel halk sağlığı girişimlerindeki gelecekteki seyrine dair önemli soruları gündeme getiriyor.