Kıbrıs'ın Trimiklini bölgesinde faaliyet gösteren "Rüyalar Diyarı" adlı balık çiftliğiyle ilgili yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları, devletin en üst kademelerine uzanan bir skandalı gün yüzüne çıkardı. Yolsuzlukla Mücadele Kurumu'nun hazırladığı "DAMNING" rapor, kritik çevresel ve operasyonel izinlerin yasa dışı yollarla verildiğini, hayati su kaynaklarının başka yönlere aktarıldığını ve bu durumun güç zehirlenmesine zemin hazırladığını ortaya koydu. Eski bölge mahkemesi başkanı Yargıç Nicos Yiapanas başkanlığındaki soruşturma, olayın vahametini gözler önüne sererken, üst düzey yetkililer hakkında cezai soruşturma ihtimalini de gündeme getirdi.
2013 yılından bu yana faaliyet gösteren devasa tarımsal kalkınma projesinin, yerleşik düzenlemeleri hiçe sayarak kayırıldığına dair işaretler güçlü. Skandalın merkezinde, Tarım Bakanı'nın yanı sıra çevre ve balıkçılık konularından sorumlu iki üst düzey daire başkanı ile bu usulsüzlüklere göz yuman veya gizlemeye çalışan yedi memurun bulunduğu belirtiliyor. İddialara göre, bu yetkililer sistematik olarak hukukun üstünlüğünü baltalamış. Bu şüpheli onayların asıl muhatabı ise, operasyonlarını sürdürmek için Kouris Nehri'nden ve yerel bir barajdan yasa dışı yollarla su çeken "Rüyalar Diyarı" balık çiftliğinin sahibi.
Rapora göre, çiftliğin resmi açılış töreninden bile önce, "tesisi bu önemli etkinliğe hazır hale getirme" gibi gülünç bir gerekçeyle izinlerin verildiği anlaşılıyor. Limassol bölge idaresinin uzun süre boyunca çiftlik sahibiyle "yapıcı görüşmeler" adı altında top çevirmesi ve belgelenmiş usulsüzlüklere müdahale etmekten kaçınması da dikkat çekici. Bu tür bir kaçınma ve ihmal döngüsünün, yetkililerin yıllardır göz ardı ettiği usulsüzlük raporlarıyla kendini gösterdiği belirtiliyor.
Mevcut soruşturmanın fitili, 2023'te Sayıştay'ın birçok şüpheli devlet kararını işaret eden raporuyla ateşlendi. Bu rapor, konunun Yolsuzlukla Mücadele Kurumu'na taşınmasına neden oldu. Kurumun bulguları, izin onaylarında rolü olan bakan ve daire başkanları için potansiyel cezai sorumluluğu işaret ederken, memurlar için ise görevden alınmaya kadar varabilecek disiplin cezaları söz konusu olabilir. Rapor, devlet aygıtı içinde, siyasi baskının memurları kuralları esnetmeye veya çiğnemeye zorladığı, kariyerlerinin tehlikeye atılma olasılığının göz ardı edilemediği bir kültüre işaret ediyor.
"Rüyalar Diyarı" skandalının etkileri, doğrudan adı geçen kişilerin ötesine geçiyor. Bu olay, devlet hizmetlerinde hukukun siyasi çıkar veya kolaylık adına açıkça süpürüldüğü sistemik bir yolsuzluk ağını ortaya koyuyor. Çiftliğin halen faaliyet göstermesi, sorunun derin köklerini gösteriyor. Başsavcılık makamı, şimdi cezai soruşturma başlatılıp başlatılmayacağını değerlendiriyor. Bu durum, Kıbrıs'ta kamu güvenini zedeliyor ve hesap verebilirlik ile şeffaflık konusunda ciddi soruları beraberinde getiriyor.