Güney Afrika, Rusya tarafından Ukrayna'da savaşmaya "kandırıldığı" iddia edilen on yedi vatandaşı ve Botsvanalı iki kişinin güvenli bir şekilde geri getirilmesi için Moskova ile üst düzey diplomatik temaslarını sürdürüyor. Vatandaşların, yanlış vaatlerle Rus ordusuna katıldıkları yönündeki iddialar, hükümeti acil önlemler almaya sevk etti.
Durumun vahameti, 6 Kasım'da etkilenen kişilerden gelen yardım çağrılarıyla ortaya çıktı. Yapılan incelemeler ve yasal başvurular, karmaşık bir aldatma ağını gözler önüne serdi. 17 Kasım'da Nkosazana Zuma-Mncube tarafından yapılan bir polis şikayetinde, eski Başkan Jacob Zuma'nın kızı Duduzile Zuma-Sambudla ve iki kişinin daha, aldatıcı bir işe alım planı organize etmekle suçlandığı belirtildi. Zuma-Sambudla'nın ise, kendisinin de Blessing Khoza adlı bir kişi tarafından yanıltıldığını iddia ederek karşı bir şikayette bulunduğu öğrenildi.
Temmuz ayında başladığı düşünülen bu işe alımlarda, erkeklere Jacob Zuma'nın siyasi partisi için korumalık veya kişisel gelişim programı gibi vaatlerde bulunulduğu ancak gerçekte cephe hatlarına gönderildikleri anlaşılıyor. Bu büyük çelişki, diplomatik çabaların merkezindeki etik ve insani kaygıları derinlemesine ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Vincent Magwenya, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, geri getirme sürecinin "çok hassas" olduğunu belirterek, Güney Afrikalıların bulundukları ortamın son derece tehlikeli olduğunu ve hayatlarının ciddi tehdit altında olduğunu vurguladı. Magwenya, hükümetin diplomatik stratejisinin öncelikli olarak Rus yetkililerle temasa odaklandığını, çünkü ellerindeki bilgilerin, vatandaşların Rus askeri güçlerine "aptalca" katıldıkları yönünde olduğunu belirtti.
Bu kişilerin durumu, ülke içinde de yankı buldu. 5 Aralık'ta, kayıp erkeklerin en az on üç akrabası ve arkadaşı Durban belediye binası önünde toplandı. Sevdiklerinin bir an önce güvenli bir şekilde geri getirilmesi için gösterdikleri bu çabalar, uluslararası bir krizin ortasında kalan ailelerin yaşadığı derin endişeyi gözler önüne seriyor.
Olay, yasa dışı işe alım uygulamaları ve bu tür şemalara karşı savunmasız bireyler hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Güney Afrika hükümetinin aktif katılımı, vatandaşlarını en karmaşık ve değişken jeopolitik durumlarda bile koruma taahhüdünü gösteriyor. Devam eden müzakereler, insani müdahale ihtiyacı ile uluslararası ilişkilerin karmaşıklığı ve ilgili ulusların egemenlik hakları arasında hassas bir denge kurma çabasını temsil ediyor. Bu görüşmelerin nihai başarısı, Pretoria ve Moskova arasındaki sürekli diyalog ve işbirliğine bağlı olacak; asıl amaç, bu Güney Afrikalıları rızaları dışında düştükleri durumdan kurtarmak.