**Brüksel, Belçika** – Avrupa Birliği'nin Ukrayna'ya yönelik savunma fonlaması konusunda kritik bir diplomatik manevra yaşanıyor. Kıbrıs ve Yunanistan, yaklaşan Avrupa Konseyi toplantılarında, Türkiye'nin bu fonlardan yararlanmasını engelleyecek bir düzenleme için yoğun kulis yapıyor. Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Başbakan Kyriakos Miçotakis’in öncülük ettiği bu hamle, Ukrayna'nın güvenliğini artırmaya yönelik mali desteğin öncelikli olarak Avrupa Savunma Sanayii üzerinden veya AB üyesi ülkelere açık bir güvenlik tehdidi oluşturmayan üçüncü ülkelerden akmasını hedefliyor.
Perşembe günü toplanması beklenen Avrupa Konseyi, Ukrayna'ya yönelik ekonomik destek mekanizmalarını masaya yatıracak. Ancak Atina ve Lefkoşa, bu fonların bütünlüğünü koruyarak, Avrupa topraklarını işgal altında tuttuğu veya AB üyesi devletleri tehdit ettiği düşünülen ülkelere yönelmesini engellemek için kritik bir değişiklik eklemekte kararlı. Cumhurbaşkanı Hristodulidis, "Avrupa Birliği'nden gelen, özellikle Ukrayna'nın savunma ve güvenliğiyle ilgili her türlü ekonomik yardımın, Avrupa toprağını işgal altında tutan veya AB üyesi devletleri tehdit eden ülkelerde harcanamayacağını sağlamak istiyoruz," diyerek bu duruşu net bir şekilde ortaya koydu. Bu açıklama, Türkiye'nin mevcut jeopolitik konumu ve AB üyesi ülkelerle yaşadığı toprak anlaşmazlıklarına doğrudan bir gönderme niteliği taşıyor.
Yunanistan ayrıca, Ukrayna'nın silah tedarik kararlarının, her bir AB üyesi devletin ulusal güvenlik öncelikleriyle uyumlu olmasını sağlayacak bir politikayı savunmayı planlıyor. Bu incelikli yaklaşım, her ülkenin kendine özgü savunma gereksinimlerini ve stratejik çıkarlarını göz önünde bulundurarak, tek tip bir tedarik stratejisini engellemeyi amaçlıyor.
Savunma fonlaması tartışmalarının ötesinde, Kıbrıs heyeti diğer kritik konularda da olumlu gelişmeler kaydetti. Cumhurbaşkanı Hristodulidis, Danimarka Başkanlığı'nın AB genişlemesi sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, özellikle Johannes Hahn'ın atanmasını ve Birliğin yenilenen diyaloğu teşvik etmedeki proaktif rolünü övdü. Avrupa Konseyi sonuçlarının, uzun süredir devam eden Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik temel ilkelere atıfta bulunmasının yanı sıra, kapalı Maraş bölgesine ilişkin Birleşmiş Milletler kararlarını da yinelemesinin beklendiği bildirildi. Bu dahil etme, çözüm çabalarını canlandırma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.
Eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanı Hristodulidis, Avrupa Komisyonu Başkanı'ndan gelen göç konusundaki bir mektubu memnuniyetle karşıladı. Mektupta, Kıbrıs'ın tam Schengen üyeliğine ulaşmadaki önemli ilerlemesi ve göç akışlarını yönetmedeki etkili stratejileri vurgulandı. Kıbrıslı lider, bu politikaların somut sonuçlarını gururla belirterek, "Ülkemiz, geri dönüşleri yüzde 60'ın üzerinde artırırken, aynı zamanda girişleri yüzde 80'in üzerinde azalttı," dedi. Bu gelişmiş göç yönetimi modeli, benzer zorluklarla boğuşan diğer üye devletler için giderek artan bir ölçüt haline geliyor.
Kıbrıs ve Yunanistan'ın Ukrayna'nın savunma fonlarının tahsisini etkileme yönündeki kolektif çabaları, daha geniş bir stratejik amacı vurguluyor: AB dayanışmasının, Avrupa komşuluğundaki istikrarsızlaştırıcı güçler olarak algılananlara istemeden fayda sağlamamasını güvence altına almak. Türkiye'nin bu fon akışından potansiyel olarak dışlanması, Ankara'nın bölgesel etkisini ve AB ile olan ilişkisini önemli ölçüde etkileyebilirken, aynı zamanda Avrupa Savunma Sanayii'ni güçlendirebilir ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik arayışı hızlandırabilir.