Dünya, uluslararası öğrenci politikaları ve bu politikaların nüfus üzerindeki etkileri konusunda iki zıt kutbu yaşıyor. Bir yanda, Gana'dan İngiltere'ye yüksek lisans eğitimi için giden yüzlerce doktora öğrencisi, ülkelerinin burs ödemelerini yapmamasının acı sonuçlarıyla yüzleşiyor. Diğer yanda ise Kanada, ülkeye geçici olarak yerleşenlerin sayısını azaltma kararıyla nüfus artış hızını bilinçli olarak törpülüyor. Bu iki farklı senaryo, ulusal maliye politikalarının, eğitim heveslerinin ve göçün ekonomik sonuçlarının ne kadar iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor.
İngiltere'deki Ganalı doktora adaylarının durumu tam bir çıkmaza girmiş durumda. Ev sahibi hükümetleri tarafından finanse edilmesi beklenen bu parlak beyinler, şimdi belirsiz bir gelecekle karşı karşıya. Gana'nın yeni yönetimi, önceki yönetimden devraldığı ve İngiliz akademik kurumlarına olan yaklaşık 32 milyon sterlinlik borçla boğuşuyor. Bu mali yük, yeni burs başvurularının durdurulmasına ve en önemlisi mevcut öğrencilere yönelik ödemelerin aksamasına yol açmış. Sonuçlar ise ağır: University College London ve University of Nottingham gibi prestijli üniversitelerden bazı öğrenciler, harç borçları nedeniyle kayıtları silinince programlarından atılmış. Dahası, İngiltere İçişleri Bakanlığı da bu durumu yakından takip ederek bazı öğrencilerin sınır dışı edilmesine neden olmuş.
Bu durum, etkilenen öğrenciler için büyük bir mağduriyet yaratmış durumda. Barınma sorunları yaşayan, borç batağına sürüklenen ve hatta doktora çalışmalarını sürdürmek için gıda bankalarına başvuranların olduğu bildiriliyor. Ganalı öğrencileri temsil eden grubun başkanı Prince Komla Bansah, "Bu öğrencilerin çoğu nasıl hayatta kalıyor bilmiyorum. Doktora yaparken yarı zamanlı çalışmak çok zor. Toplantılardan anladığım kadarıyla birçoğu borç içinde ve anavatanlarından kredi çekmek zorunda kalıyorlar," diyerek durumun vahametini dile getiriyor. Gana burs sekreterliği, eski yönetim döneminde dağıtılan bursların denetimi amacıyla İngiltere'ye bir heyet göndermiş durumda. Başlangıçta bazı üniversitelerle taksitlendirme anlaşmaları yapılsa da, bu düzenlemelerin bazı durumlarda iptal edildiği ve krizin aciliyetini artırdığı belirtiliyor.
Öte yandan Kanada, uzun süredir ekonomik büyüme için güçlü göçmen akışına bel bağlama politikasından uzaklaşıyor. 2023'ün üçüncü çeyreğinde ülke, nüfusunda %0,2'lik bir daralma yaşadı. Bu düşüşün doğrudan nedeni, geçici ikamet edenlere yönelik daha katı politikalar. Bu grubun genel nüfus içindeki payı, aynı dönemde %7,3'ten %6,8'e geriledi. Kanada Maliye Bakanı François-Philippe Champagne, ülkenin son yıllarda göçmenleri karşılama ve onlara yeterli hizmet sağlama kapasitesini aştığını kabul ederek bu politika değişikliğinin gerekçesini açıkça ortaya koydu. Federal hükümet, uluslararası öğrenci izinlerini azaltma hedefi belirlemiş durumda; 2025'te beklenen 305.900 yeni öğrenci sayısını 2026'da 155.000'e ve 2027-2028 yılları için yıllık 150.000'e indirmeyi planlıyor. Bu stratejik ayarlama, 2027 sonuna kadar geçici ikamet edenlerin toplam nüfusun %5'ine indirilmesini amaçlıyor. Bu azalışlara rağmen Kanada, kalıcı göçmen kabulünü sabit tutmayı veya artırmayı planlıyor; 2025'te 395.000, 2026'da 380.000 ve 2027'de 365.000 kalıcı göçmen kabulü öngörülüyor. Böylece nüfus artışı ile hizmet ve altyapı kapasitesi arasındaki denge gözetilmeye çalışılıyor.