Kıbrıs Rum Kesimi'nde, 2005 yılında şüpheli ölümleriyle gündeme gelen milli muhafız Thanasis Nicolaou davasında, Başsavcılık önemli bir adım attı. Nicolaou ailesinin başlattığı özel ceza soruşturmasına müdahale etmeyeceği yönündeki niyetini resmen açıklayan Başsavcı George Savvides, ailenin adalete ulaşma çabalarında önünü açtı. Bu karar, Limasol Bölge Mahkemesi'nde görülecek davada, hükümetin doğrudan müdahale tehdidini ortadan kaldırıyor. Soruşturma, Nicolaou'nun ölümünü intihar olarak rapor eden beş eski polis ve adli tıp görevlisini hedef alıyor.
Bu uzun soluklu hukuki mücadele, Nicolaou ailesinin resmi bulgulara olan kalıcı şüpheciliğinden kaynaklanıyor. Thanasis Nicolaou, 2005 Eylül'ünde Limasol yakınlarındaki Alassa köprüsü altında ölü bulunmuştu. İlk başta intihar olarak açıklanan ve 2009'da ikinci bir soruşturmayla da teyit edilen ölüm raporlarına rağmen, aile soruşturmanın temelde kusurlu olduğunu ve hatta bir şeyleri örtbas etmek için organize edilmiş olabileceğini savunuyor. Ailenin hesap sorma konusundaki ısrarı, 2020'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Nicolaou'nun ölüm koşullarını etkili bir şekilde soruşturamaması yönündeki kararıyla uluslararası dikkat çekti.
Son gelişmede, sanıklardan eski Lania polis şefi Christakis Kapiliotis'in avukatı, Başsavcı Savvides'e hitaben özel soruşturmanın askıya alınması talebinde bulunmuştu. Bu talep, Kapiliotis hakkında ihmal davası açılamayacağına dair daha önceki bir hukuki danışmanlığa dayanıyordu. Ancak Savvides, Salı günü yaptığı yazılı açıklamada, davayı durdurarak yargı süreçlerine müdahale etmeyi reddettiğini belirtti. Bu kararın, Nicolaou ailesinin avukatları Savvas Matsas ve Nikos Clerides ile yapılan istişarelerin ardından alındığı bildirildi.
Başsavcılığın bu tutumu, özel soruşturmalara yönelik incelikli bir yaklaşımı yansıtıyor. Savvides daha önce, zaman aşımı ve tanıklıkla ilgili olası sınırlamalar nedeniyle kendisinin suç duyurusunda bulunmayacağını belirtmişti. Ancak özel kişilerin kendi davalarını mahkemeye taşımasına engel olmayacağının da altını çizmişti. Bu son karar, diğer dört sanık – adli tıp patoloğu Panikos Stavrianos, eski Limasol polis müdürü Andreas Iatropoulos, eski Limasol TAE başkanı Nikos Sofocleous ve eski kırsal müdür Christakis Nathanael – için de benzer müdahale taleplerinin aynı şekilde reddedileceği yönünde bir emsal teşkil edebilir.
Bu kararın Nicolaou ailesi için anlamı büyük; yıllarca süren zorlu mücadelenin ardından adalete ulaşma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor. 9 Aralık'ta Limasol Bölge Mahkemesi'nde başlayan özel soruşturma, artık en üst düzey hukuki otorite tarafından aniden sonlandırılma ihtimali olmadan ilerleyebilecek. Bu gelişmenin, ailenin çabalarını daha da güçlendirmesi ve ilk soruşturmalarda göz ardı edilmiş veya bastırılmış olabilecek kritik kanıtların veya tanıklıkların ortaya çıkmasını sağlaması bekleniyor. Dava, yasaları uygulama ve tarafsız soruşturmalar yürütme görevi verilen görevlilerin davranışlarını incelemeye hazırlanırken, Kıbrıs'ın hassas ve uzun süren hukuki meselelerle başa çıkmasında bir dönüm noktası olabilir.