Sydney, Avustralya – Neşe ve bayram havasının hakim olması gereken Hanuka'nın ilk günü, Bondi Plajı'nda yaşanan akıl almaz bir vahşetle kana bulandı. Yahudi cemaatinin dini bayramını kutladığı sırada silahlı saldırganların açtığı ateş sonucu bir çocuk dahil 15 kişi hayatını kaybetti, 29 kişi ise yaralandı. Bu karanlık tablo karşısında Avustralya, ülkenin silah kontrolü yasalarını aciliyetle yeniden gözden geçirme sürecine girdi.
Pazar günü yaklaşık on dakika süren saldırı, Başbakan Anthony Albanese tarafından açıkça "Yahudi Avustralyalılara yönelik hedefli bir antisemitik saldırı" olarak nitelendirildi. Albanese, "Bu, neşe ve inanç kutlaması olması gereken Hanuka'nın ilk gününde Yahudi Avustralyalılara yönelik hedefli bir saldırıdır," diyerek yaşananların vahametini vurguladı. Ülke, bu şokun ardından Sydney'deki bir Müslüman mezarlığına domuz başı bırakılmasıyla dini nefreti körükleyen yeni bir gelişmeyle daha sarsıldı. Bu durum, olayların boyutunun daha da genişleyebileceği endişesini doğurdu.
İlk incelemeler, saldırganların 24 yaşındaki Naveed Akram ve 50 yaşındaki babası Sajid Akram olduğunu ortaya koydu. Naveed Akram'ın 2019'da IŞİD bağlantılı kişilerle kurduğu iddia edilen ilişkiler nedeniyle Avustralya Güvenlik İstihbarat Örgütü (Asio) tarafından takibe alındığı ancak o dönemde acil bir tehdit olarak görülmediği bilgisi, mevcut istihbarat değerlendirmelerinin etkinliği ve terörle mücadele takibinin sınırları hakkında hararetli tartışmaları alevlendirdi. Olay yerinde bulunan ve bomba imha birimi tarafından etkisiz hale getirilen patlayıcı düzenekler, durumun ciddiyetini ve olası daha geniş bir komplonun varlığını gözler önüne serdi.
Bu karanlık tablonun ortasında, meyve dükkanı sahibi 43 yaşındaki Ahmed al-Ahmed adlı bir vatandaşın gösterdiği olağanüstü cesaret dikkat çekti. Al-Ahmed, saldırganlardan birini etkisiz hale getirerek elindeki tüfeği aldı. Yeni Güney Galler Başbakanı Chris Minns, "Onun cesareti sayesinde bu gece pek çok insan hayatta kaldı," diyerek al-Ahmed'i kahraman ilan etti. Bu fedakarlık, yaşanan trajediyi engelleyemese de umut ışığı oldu.
Sajid Akram adına kayıtlı altı ateşli silahın, dördünün olay yerinde, diğerlerinin ise Campsie'deki bir evde ele geçirilmesi, silahların yasal yollarla edinildiği iddialarını güçlendirerek daha sıkı silah kontrolü çağrılarını artırdı. Ulusal kabine, pazartesi öğleden sonra acil durum toplantısı yaparak olayın sonuçlarını değerlendirdi ve yasal reform taslakları üzerinde çalışmalara başladı. Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong'un Hindistanlı mevkidaşı S. Jaishankar ile yaptığı acil görüşmeler, olayın uluslararası yankısını da gözler önüne serdi.
Bu saldırı, Avustralya'nın çok kültürlü ve genellikle uyumlu toplumsal yapısına yönelik eşi benzeri görülmemiş bir darbe olarak nitelendiriliyor. Soruşturmalar sürerken, üçüncü bir saldırgan ihtimali de değerlendiriliyor. Yetkililer, bu dehşet verici olayın ardındaki motivasyonları anlamaya ve benzer trajedilerin yaşanmasını önlemek için gerekli tedbirleri almaya odaklanmış durumda. Avustralya toplumu, bu derin ulusal travmanın ardından yaralarını sarmak ve yeniden inşa etmek için zorlu bir süreçten geçecek.