Myanmar'ın batısındaki tarihi Mrauk-U kasabasında, gece yarısı düzenlenen hava saldırısı, bir hastaneyi yerle bir etti. En az 34 kişinin hayatını kaybettiği saldırı, ülke çapında yayılan çatışmaların başlamasından bu yana sivil altyapıya yönelik en ölümcül saldırılardan biri olarak kayıtlara geçti. Etnik Arakan Ordusu'nun kontrolündeki sağlık tesisini hedef alan bombardıman, derin bir yıkım ve uluslararası tepkiye yol açtı.
Yerel saatle 21.00'i biraz geçe gerçekleşen saldırıda, askeri uçaklar hastane kampüsünü doğrudan vurdu. Arakan Ordusu Sağlık Departmanı'nın aktardığı bilgilere göre, etki anında ve yıkıcı oldu; yataklarındaki on hasta olay yerinde hayatını kaybetti. Facianın boyutunu doğrulayan yerel kaynaklar, en az 34 can kaybı ve onlarca ağır yaralı olduğunu bildirdi. Olay yerinden gelen fotoğraflar, içler acısı bir manzarayı gözler önüne seriyor: binanın çöken bölümleri, beton yığınları arasında parçalanmış yataklar ve tamamen uçurulmuş çatılar.
Bu kanlı olay, Myanmar'ın 2021 darbesiyle iktidarı ele geçiren askeri cuntasının, çeşitli etnik silahlı grupların koordineli saldırılarıyla kaybettiği toprakları geri almaya çalıştığı, şiddeti giderek artan bir savaşın ortasında yaşanıyor. Arakan Ordusu, özellikle Rakhine Eyaleti'nin büyük bölümünde kontrolü sağlamlaştıran güçlü bir rakip olarak öne çıkıyor. Rejim, buna karşılık olarak hava kuvvetlerine giderek daha fazla bel bağlıyor; eleştirmenlere göre bu taktik, çatışma bölgelerinde sivil hayatı hiçe saymanın açık bir göstergesi. Saldırının zamanlaması da bir o kadar hassas: Cunta, bu ay sonunda geniş çapta güvenilirliğini yitirmiş bir seçim düzenlemeye hazırlanıyor. Muhalifler, bu hamleyi iktidarını meşrulaştırmak için düzenlenen bir şov olarak nitelendiriyor.
Arakan Ordusu Sözcüsü Khaing Thukha, saldırıyı şiddetle kınadı. "Bu, terörist ordunun sivil yerleri hedef alan son kalleş saldırısıdır" ifadelerini kullanan Thukha, rejimin "sorumluluk alması gerektiğini" sözlerine ekledi. Askeri hükümet ise şimdiye kadar bu operasyona dair resmi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak rejim yanlısı Telegram kanallarında dolaşıma giren anlatılar, tanıdık bir savunmayı tekrarladı: Operasyonların yalnızca militan hedeflere yönelik olduğu, sivil kayıpların ya kaza eseri ya da silahlı grupların insan kalkanı kullanmasının sonucu olduğu iddia edildi.
Bu saldırının sonuçları, yaşanan anlık katliamın çok ötesine uzanıyor. Bir sağlık tesisinin kasıtlı veya pervasızca hedef alınması, uluslararası hukuk kapsamında potansiyel bir savaş suçu teşkil ediyor ve derinleşen insani krizi daha da ağırlaştırıyor. Darbe sonrası ülke genelinde milyonlarca insan yerinden edildi ve kritik sağlık altyapısının yok edilmesi, devam eden şiddet ortamında yaralı ve hastaların bakım kapasitesini ciddi şekilde baltalıyor. Bu olay, cuntanın stratejisinde tehlikeli bir tırmanışa işaret ediyor; direnişi bastırma kampanyasında sivil alanların mübah sayıldığını gösteriyor. Siyasi bir çözüm görünmezken çatışmalar kıyasıya sürerken, uluslararası toplum, Myanmar'ı trajediye daha da sürükleyen bu eylemlerden dolayı rejimi hesap vermeye zorlama çağrılarıyla bir kez daha yüzleşiyor.