Bulgaristan, Avro Bölgesi'ne katılımına haftalar kala derin bir siyasi krizin eşiğinde. Ülkenin başkenti Sofya başta olmak üzere tüm şehirlerde on binlerce vatandaşın sokağa dökülmesiyle başlayan kitlesel protestolar, azınlık merkez sağ hükümetini dize getirdi. Başbakan Rosen Jelyazkov, Çarşamba gecesi yaptığı televizyon konuşmasıyla kabinesinin istifasını sundu. Sadece altı aydır görevde olan hükümetin çöküşü, Balkan ülkesini yeni bir siyasi belirsizlik dönemine sürükledi.
Hükümetin sonunu getiren, son yılların en büyük protesto gösterileri oldu. Yaklaşık 50.000 ila 100.000 kişinin başkentte toplandığı, diğer kentlerde de eş zamanlı mitinglerin düzenlendiği eylemlerin odağında, "sistemik yolsuzluk" iddiaları vardı. Protestocuların öfkesi, özellikle iki güçlü isme yöneldi: Hükümete parlamentoda kritik desteği sağlayan siyasi partinin lideri oligark Delian Peevski ve eski uzun süreli Başbakan Boyko Borisov. ABD ve İngiltere tarafından yolsuzluk iddiaları nedeniyle yaptırım uygulanan Peevski, protestocuların dağıtmak istediği "siyaset ve iş dünyası arasındaki karanlık ilişkinin" sembolü haline gelmiş durumda.
Protestoların görsel dili de oldukça çarpıcıydı. Ulusal Meclis binasının cephesine "İstifa" ve "Mafya Defol" yansımaları düşürülürken, "Güç Üçgeni" ve Bağımsızlık Meydanı gibi sembolik noktalarda toplanan kalabalıklar, "İstifa! Peevski ve Borisov İktidardan Gitsin!" sloganları attı. Bu kitlesel tepki, daha önce hükümeti tartışmalı bir bütçe teklifinden geri adım atmaya zorlayan gösterilerin devamı niteliğindeydi. Hükümet, parlamentoda beş güvensizlik oylamasını atlatmış olsa da, altıncı bir oylamanın eşiğindeydi. Başbakanın ani istifa kararı, bu oylamayı da hükümsüz kıldı.
Başbakan Jelyazkov, yayınlanan konuşmasında kamuoyundaki hoşnutsuzluğu kabul etti. "Hükümete karşı protesto eden vatandaşların sesini duyuyoruz" diyen Jelyazkov, "Hem gençler hem de yaşlılar [istifamız] için seslerini yükseltti. Bu sivil enerji desteklenmeli ve teşvik edilmelidir" ifadelerini kullandı. Bu karar, Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in de kabineyi açıkça istifaya çağırmasının ardından geldi ve hükümetin ne denli yalnız kaldığını gözler önüne serdi.
İstifanın ardından, yeni bir hükümet kurulana kadar geçici bir teknokrat kabinenin görevi devralması bekleniyor. Mevcut bakanların vekaleten görev yapacağı bu istikrarsızlık dönemi, Bulgaristan'ın avroyu resmi para birimi olarak kabul etmesine sadece yirmi gün kala geldi. Analistler, bu kargaşa ortamının tarihi para birimi değişimine yönelik son teknik ve iletişimsel hazırlıkları zorlaştırabileceğini belirtse de, yetkililer planın halen yolunda gittiğini iddia ediyor.
Bu gelişme, Bulgaristan'daki derin ve köklü bir mücadelenin yansıması: Hesap sorulabilir ve şeffaf yönetim talep eden halk ile uzun süredir oligarşik çıkarların esiri olduğu iddia edilen siyasi yapılar arasındaki çatışma. Önümüzdeki haftalar, ülkenin hem işleyebilir bir hükümet kurma hem de Avrupa'nın parasal birliğinin merkezine giden yolunu sağlamlaştırma ikilemini aşmadaki siyasi dayanıklılığını test edecek.