Kıbrıs'ı perşembe gününden itibaren etkisi altına alan şiddetli yağışlar, adayı adeta sele teslim etti. Yoğun yağmur, yaygın su baskınlarına, altyapıda ciddi hasara ve tehlikeli durumlara yol açarken, özellikle adanın kuzeyindeki yetkililere yönelik eleştirileri de beraberinde getirdi. İki tarafta da yetkililer, yaşanan geniş çaplı zararı tespit etmeye çalışırken, boşa giden su kaynakları ve yetersiz hazırlık önlemleri endişe konusu oldu.
Etkiler en çok yollarda kendini hissettirdi. Perşembe akşamüstü saatlerinde, özellikle Limasol otoyolunda ve Troodos dağlarının güneyindeki bölgelerde sürücüler, tehlike arz eden düşük görüş mesafesi ve yolu kaplayan sularla mücadele etmek zorunda kaldı. Güney Kıbrıs'ta polis, hızın düşürülmesi ve aşırı dikkatli olunması yönünde acil uyarılar yayınladı. Eş zamanlı olarak kuzeyde ise Dikmen ve Lapta'nın Kaynakköy bölgesi gibi yerleşimler, Beşparmak dağlarından inen sel sularının altında kaldı. Evlere, araçlara zarar geldi, yol bölümleri çöktü ya da oturdu.
Yaşananların ardından yapılan incelemeler, acil su baskınlarının ötesinde daha geniş bir krizi ortaya çıkardı. Kuzeydeki su ve ormancılık dairelerine bağlı teknik ekipler hasar tespit çalışmalarını koordine ediyor. Ancak asıl tartışma, su yönetimi konusunda patlak verdi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam, hazırlık konusundaki ciddi eksikliğe dikkat çekerek, "Aylardır, hatta yıllardır beklenen bol yağışlar nihayet geldi, ama yine hazırlık yapılmadığı için sular denize akıp gitti" ifadelerini kullandı. Eleştirilerin odağında ise Ovgos (Gönyeli) Barajı var. Yetkililerin de kabul ettiği üzere, önceki kurak yıllarda temizliği ihmal edilen baraj, 36 saatlik bir sürede taşma nedeniyle en az bir milyon metreküp kıymetli suyu Akdeniz'e bıraktı.
Selin insani maliyeti ise ağır oldu. Etkilenen köylerdeki sakinler yerel medyaya yaptıkları açıklamalarla korku ve hayal kırıklıklarını dile getirdi, günlerce evlerine kapandıklarını ve daha fazla hasardan endişe ettiklerini anlattı. Yönetimlerini, zamanında önleyici tedbir almamakla eleştirdiler. Dikmen ve Girne "belediye başkanları" ile "tarım bakanı" Hüseyin Çavuş da dahil olmak üzere yetkililer, durumu yerinde görmek için zarar gören bölgelerde incelemelerde bulundu.
Önümüzdeki günler için meteorolojik tahminler, adanın henüz rahat bir nefes alamayacağını gösteriyor. Tahminciler, önümüzdeki pazar ve pazartesi günleri için daha fazla yağış ve yerel gök gürültülü sağanak öngörüyor. Bu durum, yeni su baskınları ve temizleme çalışmalarında ek zorluklar riskini beraberinde getiriyor. Bu olay, özellikle kuzeyde, altyapı ve su koruma stratejilerindeki kırılganlıkları acımasızca ortaya serdi. Temizlik faaliyetleri sürerken, yaşananlar, giderek daha oynak hava modelleri karşısında sağlam ve proaktif bir çevre yönetiminin gerekliliğini bir kez daha hatırlattı. Su rezervleri için bir nimet olması gereken yağmurlar, hazırlıksızlık nedeniyle yıkım ve siyasi suçlamaların kaynağına dönüştü.