Sağlık Bakanlığı'nın, Lefkoşa'daki bir özel hastanenin işletme iznini askıya alma sürecini başlatması, ülke çapında özel sağlık kuruluşlarından sert tepki gördü. Hemşirelik personeli eksikliğini gerekçe gösteren bakanlığa, İşverenler ve Sanayiciler Federasyonu (Oev) aracılığıyla yanıt veren özel hastaneler, "Sorunu çözmek yerine, sorumluluğu kurumların sırtına yıkıyorsunuz" diyerek sistemik bir kriz uyarısında bulundu.
Kriz, Gesy sistemine entegre bir özel hastaneye yapılan denetim sonrası patlak verdi. Denetçiler, bir dahiliye servisinde gece nöbetçi hemşiresinin olmadığını, bir cerrahi serviste ise toplam altı hemşire açığı tespit etti. Ayrıca, bazı hasta bakıcılar için gerekli sağlık belgelerinin de eksik olduğu kayda geçti. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı, 28 Kasım'da hastaneye resmi bir ihtar göndererek, iznin askıya alınması sürecini başlattı ve kuruma, Özel Hastaneler Danışma Komitesi'ne itirazını sunması için 15 günlük süre tanıdı.
Ancak Oev, bu adımı "yanlış adres" olarak nitelendiriyor. Federasyon, 2024 yazından bu yana, başta hemşirelik olmak üzere yaşanan ciddi personel sıkıntısını defalarca bakanlığa ilettiklerini vurguluyor. Sorunun kökeninin, bakanlığın uzun süredir devam eden yapısal personel açığını gidermek için kapsamlı bir strateji üretmemesi olduğunu savunan Oev, "İki hemşire eksiği olan bir hastaneyi kapatma tehdidi, yangına körükle gitmektir" ifadelerini kullandı.
Özel sektör temsilcileri, bakanlığın uluslararası hemşire istihdamını kolaylaştırmak veya mesleği teşvik edici düzenlemeler yapmak yerine, cezai yaptırımlara odaklanmasını eleştiriyor. Bu yaklaşımın, Gesy sisteminin ayrılmaz bir parçası olan özel hastanelerin işleyişini riske attığını ve nihayetinde hastaların erişimini tehlikeye soktuğunu belirtiyorlar. Oev, "Bu durum, bardağı taşıran son damla oldu. Diğer hastaneler de benzer tehditlerle karşılaşabilir" uyarısı yaparak sektörde derin bir endişe dalgası oluştuğunu aktardı.
Uzmanlar, bu gerilimin, Kıbrıs'ın sağlık sistemindeki kronik ve çözülmemiş insan kaynağı sorununu su yüzüne çıkardığı görüşünde. Bakanlık, mevzuat gereği denetim ve yaptırım yetkisini kullanırken, özel sektör bu yetkinin kriz yönetiminde yetersiz kaldığını savunuyor. İki taraf arasındaki bu sert söylem, işbirliği yerine çatışmayı öne çıkarıyor.
Önümüzdeki günlerde, Danışma Komitesi'nin vereceği karar, sadece ilgili hastane için değil, tüm sektör için bir yol haritası olacak. Sağlık otoriteleri ile özel hastanelerin, suçlayıcı dil yerine ortak çözüm masasına oturup oturamayacağı, Kıbrıs'taki sağlık hizmetlerinin sürekliliği açısından belirleyici olacak. Aksi takdirde, "hemşire krizi" tüm sistemi sarsan daha büyük bir kaosa dönüşebilir.