Lingua-News Cyprus

Language Learning Through Current Events

Friday, December 12, 2025
C1 Advanced ⚡ Cached
← Back to Headlines

İklim Krizinin Yükünü En Ağır Şekilde Hissettirenler: Asya'nın Sular Altında Kalan Yüzü

Bilim dünyası, uzun süredir uyardı: İklim değişikliği artık geleceğin değil, bugünün meselesi. Dünya Hava Durumu Atıf Grubu'nun (World Weather Attribution) yeni bir analizi, bu uyarıyı acı bir gerçeklikle perçinliyor. İnsan kaynaklı küresel ısınmanın, geçtiğimiz Kasım ayında Sri Lanka, Endonezya'nın Sumatra adası ve Malezya yarımadasını vuran ölümcül muson yağmurlarını ve siklonları nasıl şiddetlendirdiğini gözler önüne serdi.

Araştırmaya göre, fosil yakıt emisyonlarının yol açtığı gezegensel ısınma, beş gün süren bu sağanakların yoğunluğunu %28 ile %160 arasında artırdı. Özellikle Sri Lanka'da, aşırı yağış olayları endüstri öncesi iklime kıyasla neredeyse yarı yarıya daha güçlü hale gelmiş durumda. Araştırmanın başyazarı Dr. Sarah Kew, "Bu bölgede muson yağmurları normaldir. Ancak normal olmayan, bu fırtınaların giderek artan yoğunluğudur" diyerek 'normal' kavramının nasıl değiştiğine dikkat çekiyor.

'Ditwah' ve 'Senyar' adlı siklonların tetiklediği seller, dört metreyi aşan su seviyeleriyle evlerin zemin katlarını yuttu. Can kaybı 1.750'yi aştı, yüzlerce kişi ise hâlâ kayıp. Moratuwa Üniversitesi'nden Prof. Dr. Lalith Rajapakse, olayları "alarm verici yeni bir gerçeklik" olarak nitelendirirken, "benzeri görülmemiş yağış, yaygın can kaybı ve ekonomik faaliyetlerde büyük aksama" yaşandığını vurguladı.

Ölümlerin ötesinde, domino taşı etkisi yaratan sonuçlar ağırlaşıyor. Milyonlarca insan etkilenirken, en yoksul kesim evini ve geçim kaynağını kaybetmenin yükünü sırtlanıyor. Altyapının çökmesi, sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getiriyor. Uzmanlar, diyabet gibi bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan ölümlerde de artış bekliyor. Sumatra'da ise vahşi ormansızlaşmanın, toprağın suyu emme kapasitesini yok ederek felaketin boyutlarını büyüttüğü kaydedildi.

Bu tablo, iklim adaletsizliğinin çarpıcı bir fotoğrafını sunuyor. Krizin sebebi olmayan ancak bedelini en ağır ödeyen topluluklar, bir kez daha tarihi bir haksızlıkla karşı karşıya. Atmosfer ısınmaya, daha fazla nem tutmaya devam ettikçe, dünyanın en kırılgan nüfuslarının dayanıklılığı tükeniyor. Bilim insanlarının altını çizdiği gibi, çözüm yalnızca iklim değişikliğiyle mücadeleyi hızlandırmak değil, aynı zamanda küresel afet müdahalesini ve dayanışmayı kökten yeniden düşünmekten geçiyor. Zira sel suları çekilse bile, geride bıraktığı yara, uzun süre kapanmayacak gibi görünüyor.

← Back to Headlines