Brezilya Ulusal Kongresi bu hafta adeta kıyameti yaşadı. “Demokrasiye karşı suçlar”ın cezalarını kökten azaltmayı hedefleyen bir yasa tasarısı, şiddetli tartışmalara ve fiziki çatışmalara sahne oldu. Tasarı, özellikle hapisteki eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’ya ve ona yakın isimlere yarayacak şekilde hazırlandığı gerekçesiyle, meclisi bir savaş alanına çevirdi. Sol görüşlü milletvekili Glauber Braga, sembolik bir eylemle kürsüyü işgal etti, ardından güvenlik güçleri tarafından zorla salondan çıkarıldı. Bu kaos, ülkenin derin siyasi kırılmalarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Tasarının ateşi yaktığı nokta, seçilmiş yetkililerin ceza hukukunda radikal bir yumuşamaya gitmesi. Hukukçulara göre, düzenleme özellikle anti-demokratik eylemlerle ilgili suçların cezalarını gözle görülür biçimde hafifletiyor. Muhalif vekillerin hesaplamalarına göre, Bolsonaro’nun aldığı toplam 27 yıllık hapis cezası, bu değişiklikle 2 yılın biraz üzerine kadar düşebilir. Ayrıca, Ocak 2023’te başkent Brasília’daki hükümet binalarını basan ve mahkum olan onlarca Bolsonaro taraftarının da tahliyesinin önü açılacak.
Sağ popülist lider Bolsonaro, Yüksek Mahkeme tarafından geçen eylül ayında, 2022’deki seçim yenilgisinin ardından demokratik düzeni şiddet yoluyla ortadan kaldırmaya teşebbüs de dahil beş suçtan mahkum edilmiş ve kasım ayında cezasını çekmeye başlamıştı. Meclisteki bu kargaşa sürerken, Bolsonaro’nun avukatları da müvekkillerinin geçirdiği bağırsak ameliyatı ve 2018’deki bıçaklı saldırının yol açtığı sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ev hapsine sevk edilmesi için başvuruda bulundu.
Tüm bu karmaşanın ortasında, Bolsonaro hanedanının siyasi geleceği de netleşti. Eski başkanın oğlu Senatör Flavio Bolsonaro, daha önce 2026 başkanlık yarışından çekilebileceğine dair yaptığı muğlak açıklamayı geri çekti ve adaylığının “geri döndürülemez” olduğunu ilan etti. “Ona bu adaylığın geri dönülemez olduğunu söyledim. Onun da dediği gibi, ‘Geri dönmeyeceğiz’” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, ailenin siyasetteki bayrağını taşıyacak ismin artık belli olduğunu gösterdi.
Yaşananların anlamı çok derin. Muhafazakar kanattan yasa koyucuların, eski lideri ve müttefiklerini hukuki yollarla aklamak için kararlı bir mücadele içinde olduğu ortada. Flavio Bolsonaro’nun kesinleşen adaylığı ise, babasının kutuplaştırıcı mirasının Brezilya siyasetinin merkezinde kalmaya devam edeceğinin işareti. 2026 seçimleri şimdiden gerilim yüklü bir atmosfere bürünürken, Kongre’deki bu çirkin manzara, sadece bir yasa tartışması değil; demokrasinin temellerine yönelik saldırıların cezasızlıkla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı üzerinden verilen daha büyük bir savaşın tezahürü. Brezilya, kurumları ve toplumsal dokusuyla bu ağır sınavdan nasıl çıkacağını hep birlikte görecek.