Lingua-News Cyprus

Language Learning Through Current Events

Thursday, December 11, 2025
C1 Advanced ⚡ Cached
← Back to Headlines

Kıbrıs'ın Kuzeyinde Siyasi Gerilim ve Diplomasi: Fidan'dan Çağrı, Muhalefetten Tepki

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM'de yaptığı önemli bir konuşmayla, Kıbrıs Türk toplumunun diplomatik izolasyonunun sona erdirilmesi çağrısını güçlendirdi. Bu açıklamalar, Ekim ayında Tufan Erhurman'ın lider seçilmesiyle başlayan siyasi geçiş dönemine denk gelirken, Rum kesimi yöneticilerine yönelik yeni bir uyarıyla da eş zamanlı ilerliyor. Bu gelişmeler, adanın on yıllardır süren bölünmüşlüğünü çevreleyen inatçı ve karmaşık gerilimleri bir kez daha gözler önüne seriyor.

Ankara'da bakanlık bütçesini sunan Bakan Fidan, Kıbrıs Türklerinin statüsünü öncelikli bir dış politika meselesi olarak konumlandırdı. Mevcut kısıtlamaları adaletsiz olarak niteleyerek, uluslararası topluma daha fazla entegrasyonları gerektiğini savundu. Analistler, Ankara'nın diplomatik dilinde dikkat çekici bir incelmeye işaret ediyor; Fidan'ın bu son konuşması, önceki Ersin Tatar yönetiminin uzun süredir savunduğu iki devletli çözüm talebini açıkça dillendirmedi. Bu durum, yeni ve daha ılımlı olarak görülen Kıbrıs Türk yönetimi altında potansiyel bir diplomatik yeniden ayarlamaya dair spekülasyonları ateşledi.

Ancak bu siyasi değişim dönemi, kuzeydeki iç tartışmalarla da gölgelendi. Fidan'ın konuşmasıyla aynı gün, Kıbrıs Türk meclisi, Lefkoşa'daki Aydemet bölgesinde olağan oturumu için toplandı. Muhalefet, bu kararı şiddetle eleştirdi. Ana muhalefet partisi CTP'nin Genel Başkanı Sila Usar İncirli, meclis binasına sadece dakikalar mesafedeki konut alanlarını sular altında bırakan şiddetli sel felaketi varken oturuma devam edilmesini kınadı. İncirli, 'Başbakan' Ünal Üstel ve yardımcılarını içeren koalisyon hükümetini, acil durum müdahalesi yerine parlamento işlerini önceliklendirmekle suçlayarak iç yönetim anlaşmazlıklarını öne çıkardı.

Eş zamanlı olarak, ayrı bir diplomatik sürtüşme noktası daha belirdi. Kıbrıs Türk makamları, BM Barış Gücü yetkilisi Khassim Diagne aracılığıyla, Rum siyasetçilere sert bir uyarı iletti. Mesajda, Kıbrıs Rum Yönetimi yetkililerinin, Türkiye'yi "işgalci güç" olarak nitelendirmesi veya Kıbrıs Türk yönetimini gayri meşru olarak tanımlaması halinde, kuzeye girişlerinin reddedilebileceği bildirildi. Bu uyarının, First Lady Philippa Karsera Hristodulidis'in Karpaz Yarımadası'ndaki bir manastıra yaptığı ziyaret sırasındaki açıklamaları üzerine geldiği belirtiliyor.

Bölgesel gerilimi daha da artıran bir diğer açıklama ise AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi. Çelik, Kıbrıs Rum Yönetimi ile Lübnan arasında geçen ay müzakere edilen deniz sınırı anlaşmasını şiddetle eleştirerek, bunu Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını kasıtlı olarak görmezden alan "saf işgal" eylemi olarak nitelendirdi. Bu retorik, Türkiye'nin, Kıbrıs Türk toplumunu dışladığını düşündüğü enerji arama ve deniz yetki alanı belirleme faaliyetlerine yönelik tutumuyla uyumlu.

Topluca değerlendirildiğinde, bu olaylar hassas bir siyasi anın fotoğrafını çekiyor. Erhurman'ın seçimi yeniden diyalog için bir kapı aralayabilir gibi görünse de, Ankara ve kuzeyden gelen tanınma ve deniz yetki alanlarına dair sertleşen ifadeler, güçlü bir karşı akıntı oluşturuyor. Özellikle Rum yetkililere yönelik uyarı, siyasi söylemi, BM kontrolündeki tampon bölgedeki hareket serbestisi üzerindeki sonuçlara doğrudan bağlayarak yeni bir potansiyel kıvılcım noktası yaratıyor. Uluslararası toplum, liderlik değişiminin nihayetinde müzakereler için bir iklim mi yoksa sadece uzun süredir devam eden çıkmazın hatlarını mı yeniden şekillendireceğini dikkatle izleyecek.

← Back to Headlines