Orta Amerika'nın tartışmalı ismi Juan Orlando Hernandez'in kaderi, uluslararası hukukun girift koridorlarında yeni bir sayfa açtı. Honduras'ın 2014-2022 yılları arasındaki eski devlet başkanı, ABD'den aldığı tartışmalı bir af ile hapisten çıktı, ancak bu kez de memleketinin çıkardığı Interpol kırmızı bülteni ile karşı karşıya kaldı. İki ülkenin adalet sistemleri arasında sıkışan Hernandez, şimdi 'ateşten çıkıp, kül'e düşmüş' durumda.
Hernandez, görev süresinin bitiminin ardından ABD'ye iade edilmiş ve New York'ta görülen davada, tonlarca kokainin ABD'ye ulaşmasına yardım etmekten suçlu bulunarak 45 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Geçtiğimiz aralık ayının ilk gününde ise dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın af yetkisini kullanmasıyla bu ceza bozuldu ve Hernandez serbest kaldı. Eski lider, sosyal medyada yayınladığı videoda "Tanrım, sana şükürler olsun, bugün özgür bir adamım" diyerek sevincini paylaştı ve Trump'a minnetini iletti. ABD'deki yargılanmasını ise 'derin devlet' olarak tanımladığı siyasi rakiplerinin komplosu olarak nitelendirdi.
Ancak Honduras makamları, bu af kararını 'yağlı balla' karşılamadı. Eski başkanın tahliyesinden sadece bir hafta sonra, Honduras Başsavcısı Johel Antonio Zelaya, Hernandez için yeni bir uluslararası tutuklama emri çıkardığını duyurdu. Bu kez suçlama, uyuşturucu ticareti değil, yolsuzluk. İddiaya göre Hernandez, 2013 ve 2017'deki seçim kampanyalarını finanse etmek için kamu bankasından 12 milyon doları 'havadan' almış. 2023'te açılan dava kapsamında, Interpol'e başvurularak kırmızı bülten yayınlanması talep edildi.
Hernandez'in eşi, eşinin güvenlik gerekçesiyle Honduras'a dönmeyeceğini ve ABD'de güvenli bir yerde kaldığını açıkladı. Bu durum, iki ülke arasında diplomatik ve hukuki bir satranç oyununu başlattı. ABD, henüz af ettiği birini, müttefiki Honduras'ın talebi üzerine iade etmek zorunda mı? Honduras ise, gergin bir seçim atmosferinde, yüksek profilli bir yolsuzluk davasını kararlılıkla takip ederek iç siyasette 'güç gösterisi' yapıyor.
Uzmanlara göre bu vaka, ulusal egemenlik, uluslararası adalet ve başkanlık af yetkisi arasındaki gerilimi gözler önüne seriyor. Hernandez'in kaderi, bir ülkenin affı ile diğerinin tutuklama emri arasındaki ince çizgide asılı kaldı. Son perde henüz kapanmış değil; hukuk diplomasinin, diplomasi ise hukukun önüne geçebilir. Eski başkan için özgürlük, belki de sadece 'iki cami arasında kalmış beynamaz' misali, geçici bir soluklanma oldu.