Kıbrıs'taki Merkezi Cezaevi'nde, bir mahkumun diğerini öldürdüğü şiddet olayı, cezaevi sisteminin iç güvenliğine dair ciddi soru işaretlerini yeniden gündeme taşıdı. 35 yaşındaki Mısır uyruklu hükümlü, pazar gecesi aynı koğuşu paylaştığı 30 yaşındaki Kıbrıs Rumu bir mahkumla yaşadığı kavgada ağır yaralanarak hayatını kaybetti. Olay, yetkililer tarafından "kasten adam öldürme" kapsamında soruşturuluyor.
**Kavgadan Ölüme Giden Yol**
Olay, yüksek güvenlikli cezaevinin 4. Koğuşu'nda patlak verdi. Polisin Lefkoşa Bölge Mahkemesi'ne sunduğu ifadelere göre, iki mahkum arasındaki sözlü tartışma hızla fiziksel bir çatışmaya dönüştü. Şüpheli mahkumun, Mısır uyruklu mahkuma vurduğunu itiraf ettiği öğrenildi. Tartışmanın çıkış sebebi ise henüz netlik kazanmış değil. Soruşturma kapsamında, kişisel husumetlerden, cezaevi içindeki organize çete gerilimlerine kadar çeşitli ihtimaller üzerinde duruluyor.
Dövüşmenin ardından sol gözünün altında belirgin bir yara oluşan Mısır uyruklu mahkum, yaklaşık on dakika boyunca yürüyebildi ve bir nöbetçi odasına ulaştı, ancak orada yığılıp kaldı. Derhal cezaevi içindeki revire alınan mahkum, ardından Lefkoşa'nın Engomi banliyösündeki özel bir hastaneye kaldırıldı. Tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Savcılık, kesin ölüm nedenini tespit etmek için otopsi yapılmasını emrederken, ilk bilgilere göre mağdurun saldırı sırasında bilinmeyen bir maddeye maruz kalmış olabileceği de değerlendiriliyor.
**Kapsamlı Soruşturma ve Gözaltı**
Olay yerinde ince iğneyle kuyu kazılırcasına bir soruşturma yürütülüyor. Lefkoşa Cinayet Büro Amiri Yennadios Ioannou idaresindeki ekipler, olay koğuşundan güvenlik kamerası görüntülerini ele geçirdi ve şimdiden bir düzine tanığın ifadesini aldı. En az otuz mahkumla daha görüşülmesi planlanıyor. Adli bilişim ve fiziksel delil ekipleri, olayın gelişim sırasını titizlikle ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Salı günü yapılan tutuklama talep duruşmasında, mahkeme savcılığın talebini kabul ederek şüpheli mahkumun sekiz gün süreyle gözaltında tutulmasına karar verdi. Mahkeme gerekçesinde, "İddia edilen suçun ağırlığı ve soruşturmanın henüz başında olması, tanıklara müdahaleyi önlemek" için bu kararın alındığını belirtti. Şüphelinin kimliği, yargısal düzenlemeler gereği açıklanmadı.
**Cezaevi Güvenliği Yeniden Sorgulanıyor**
Bu kanlı olay, Kıbrıs'taki cezaevi sisteminin iç güvenlik protokolleri ve mahkum refahı konusundaki endişeleri bir kez daha alevlendirdi. Mahkumlar arasındaki gerilim ve şiddetin önlenmesi noktasında cezaevi idarelerinin karşılaştığı sürekli zorluklar, bir kez daha gözler önüne serildi. Bu trajik son, cezaevi yetkilileri tarafından gözetim önlemleri ve anlaşmazlık çözüm prosedürlerinin iç denetiminin yapılmasını da beraberinde getirecek gibi görünüyor.
Polis soruşturması, olası bir iddianame hazırlığıyla devam ederken, bu vaka, hapsedilmenin ne kadar tehlikeli bir hal alabildiğini ve parmaklıklar ardındaki karmaşık sosyal dinamikleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Bir can daha, "devletin gözü önünde" kaybolup gitti.