Hong Kong, pazar günü, bölgenin on yıllardır yaşadığı en ölümcül felaketin gölgesinde mahalle meclisi seçimlerine gitti. 26 Kasım’da Wang Fuk Court konut kompleksinde çıkan ve 159 cana mal olan yangının ardından derin bir yas tutan kentte, seçim atmosferi, uluslararası medyaya yönelik sert bir uyarıyla daha da gerginleşti.
Yangın, binlerce kişiye ev sahipliği yapan sekiz bloktan oluşan sitede, yanıcı ve standart altı malzemelerle yapıldığı iddia edilen yenileme çalışmaları sırasında çıktı. Olay, bina güvenliğindeki kritik zaafiyetleri ve denetim mekanizmalarındaki eksiklikleri acımasızca gözler önüne sererek, halkta büyük bir öfke ve hesap sorma talebi dalgası başlattı. İdari Başkan John Lee, yangının nedenlerini araştırmak üzere yargıç liderliğinde bağımsız bir soruşturma komisyonu kurulacağını açıkladı.
Yaşanan bu büyük acı, siyasi kampanyaların saygı duruşu amacıyla geçici olarak askıya alınmasına yol açtı. Ancak yetkililer, toplumsal istikrarın sağlanması için seçimlerin ertelenmemesi gerektiği konusunda ısrarcıydı. İdari Başkan Lee, yeni oluşacak meclisin, reformları hızlandırması ve yangın sonrası toparlanma çalışmalarını kolaylaştırması gerektiğini vurguladı.
Bu seçimler, Hong Kong’un siyasi haritasında köklü bir dönüşümü temsil ediyor. “Yalnızca vatanseverler” ilkesiyle yeniden yapılandırılan sistemde, 90 sandalyeden sadece 20’si doğrudan halk oylamasıyla belirleniyor. Bu değişiklik, demokratik temsili kısıtladığı gerekçesiyle uluslararası eleştirilere hedef olmuş durumda.
Seçim sath-ı mailinde yaşanan bir diğer çarpıcı gelişme ise, Hong Kong Ulusal Güvenliği Koruma Ofisi’nin (OSNS) başta uluslararası haber ajansları olmak üzere çeşitli yabancı medya kuruluşlarının kıdemli muhabirlerini toplantıya çağırması oldu. Toplantıda, bu kuruluşların yangın sonrası hükümetin yardım çalışmaları hakkında asılsız haberler yaymak ve itibarını zedelemekle suçlandığı öğrenildi. Ofisin, “Biz söylemedik demeyin” ifadesiyle son bulan kısa açıklaması, ulusal güvenlik yasası altında basın özgürlüğü ve anlatı kontrolünde kayda değer bir sertleşmeye işaret etti.
Hong Kong, şu an kaderini belirleyecek iki paralel süreci aynı anda yaşıyor: tarifsiz bir acıdan sıyrılmaya çalışırken, siyasi yapısı da “vatansever yönetim” prensibiyle baştan şekilleniyor. Halkın gözü kulağı, yangın soruşturmasının sonuçları ve hesap verilebilirlik mekanizmalarında olacak. Yeni meclisin, güvenlik ve şeffaflık konusundaki derin endişeleri gidermedeki becerisi, kentin gelecekteki istikrarının anahtarı olacak gibi görünüyor.