Yüksek düzeyde bir barış sürecine dair görüşmelerin gündeme geldiği şu günlerde, Ukrayna savaşın en yoğun hava saldırılarından birini yaşadı. Diplomasi ile yıkımın bu çarpıcı yan yanalığı, şiddetin tırmandığı ve altyapının hedef alındığı bir ortamda, ülkenin içinde bulunduğu çetrefilli gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.
Cuma gecesi başlayan ve cumartesiye uzanan taarruzda, Rus güçleri insansız hava araçları, seyir ve balistik füzelerden oluşan 700'den fazla silamı bir dalga halinde Ukrayna semalarına gönderdi. Ukrayna hava savunma birimleri, olağanüstü bir baskı altında çalışarak atılanların büyük kısmını düşürmeyi başardı. Ancak yine de savunmayı aşan saldırılar, ülke genelinde yaklaşık otuz noktayı vurdu. Saldırının ağırlık merkezini kritik enerji tesisleri oluşturdu ve geniş çaplı elektrik kesintileri yaşandı. Özellikle, Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan Zaporijya'nın şebekeden geçici olarak kopması, uluslararası toplumda büyük endişe yarattı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), soğutma sistemleri için sürekli enerjiye ihtiyaç duyan santraldeki bu durumu "son derece kaygı verici" olarak nitelendirdi.
Bu yoğun saldırıların gölgesinde, diplomatik kanallar da hareketliydi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodymır Zelenskiy, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibinden iki önemli isim olan Steve Witkoff ve Jared Kushner ile ayrıntılı bir telefon görüşmesi yaptığını doğruladı. Zelenskiy, görüşmeyi "çok odaklı ve yapıcı bir tartışma" olarak tanımlarken, tarafların diyaloğu sürdürmek için ön çerçeve üzerinde mutabakata vardığını belirtti. Bu temas, ABD'deki siyasi dengeler değiştikçe Washington'ın savaşa yaklaşımında potansiyel bir yeniden ayarlamanın sinyalini veriyor.
Uluslararası desteği pekiştirme hamlesi olarak ise Başkan Zelenskiy, pazartesi günü Londra'da Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık liderleriyle bir araya gelecek. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, diplomatik bir çözüm için koşulları oluşturmak adına Moskova üzerindeki ekonomik ve askeri baskının sürdürülmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu koordineli Avrupa tutumu, Ukrayna'nın gelecekteki olası müzakerelerdeki stratejik konumunu desteklerken, tek yumruk olmayı hedefliyor.
Son saldırının insani ve maddi bedeli ağır oldu. Ukraynalı yetkililer en az sekiz sivilin yaralandığını duyururken, enerji şebekelerindeki hasarın uzun süreli insani ve ekonomik sıkıntılara yol açma riski bulunuyor. Cephe hattında ise Rus askeri birlikleri, ağır kayıplarına rağmen, doğuda birkaç eksende ilerleme sağlamak için baskı uygulamaya devam ediyor.
Şiddetli hava savaşı ve narin diplomatik temasların bu ikili seyri, çatışmada paradoksal ama belirleyici bir ana işaret ediyor. Enerji altyapısını hedef alan saldırılar, Ukrayna'nın kış öncesi dayanıklılığını kırmaya yönelik görünürken, üst düzey görüşmeler ise tarafların bir "çıkış rampası"nı ihtiyatla kolaçan ettiğini gösteriyor. İleriye giden yol, sahada yaşanacak askeri gelişmelere ve çoğu zaman farklılaşan uluslararası önceliklerin uyumuna bağlı olarak son derece engebeli. Önümüzdeki haftalar, bu yeni filizlenen diplomatik ipliklerin, süregiden savaşın amansız baskısına dayanıp dayanamayacağını test edecek.