Kıbrıs Rum Kesimi'nde, sağlık çalışanları başta olmak üzere kamu görevlilerine yönelik şiddet olaylarına karşı çığır açıcı bir yasal düzenleme hayata geçirildi. Tüm partilerin desteğini alan yasa değişikliği, görev başındaki sağlık personeline ve belirli kamu görevlilerine yönelik saldırıları ayrı bir suç olarak tanımlıyor ve faillere dört yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Sol görüşlü Akel Partisi'nden Marina Nikolaou ile muhafazakar Disy'den Nikos Georgiou'nun ortak önergesiyle Meclis gündemine taşınan düzenleme, sendikaların uzun süredir "epidemik" olarak nitelendirdiği şiddet sorununa devletin somut yanıtı niteliğinde. Yasa, doktor, hemşire, ebe, kolluk kuvvetleri mensupları ve kamu görevlilerinin yanı sıra, onlara yardım eden sivil vatandaşları da koruma kapsamına alarak geniş bir güvence şemsiyesi oluşturuyor. Bu hamle, temel kamu hizmetlerinin güvenli bir ortamda yürütülmesini güvence altına alma niyetinin açık bir göstergesi.
Yasa teklifinin gerekçesinde, özellikle hastane ortamlarında çalışanlara yönelik sözlü ve fiziksel saldırıların endişe verici bir rutin haline geldiği vurgulandı. Savunucular, bu olayların sadece personelin moralini bozmakla kalmayıp, kamusal sağlık hizmetinin temel bütünlüğünü de tehlikeye attığını ifade etti. Yeni düzenleme, bu eylemlerin daha genel ve genellikle daha hafif olan "kamu düzenini bozma" suçları kapsamında değerlendirilmesinin önüne geçerek, doğrudan hedefe yönelik ayrı bir suç tanımı getiriyor.
Hemşirelik sektöründen tepki gecikmedi. Hemşirelik birimi aracılığıyla Pasydy ve hemşire-ebeleri temsil eden Pasynm sendikaları, yasayı uzun süredir verdikleri mücadelenin bir zaferi olarak karşıladı. Pasydy'nin hemşirelik birimi yaptığı açıklamada, "Hemşire ve ebelerin kurumsal olarak korunması, sağlık hizmetinin ön cephesinde yer alanların güvenliği ve itibarını sağlamak için devletin bir hakkı değil, aynı zamanda bir yükümlülüğüdür" ifadelerini kullandı. Bu görüş, yasal caydırıcılığın, iş yeri güvenliğini sağlamaya yönelik daha geniş bir stratejinin olmazsa olmaz bileşeni olduğu düşüncesini yansıtıyor.
Meclis görüşmelerinde konu, toplumsal bir öncelik meselesi olarak çerçevelendi. Akel Milletvekili Nikolaou, yasanın temel mantığını şu sözlerle özetledi: "Bir sağlık profesyoneli olası bir saldırı korkusuyla çalıştığında, bunun etkisi sadece çalışan tarafından değil, hasta ve toplum tarafından da hissedilir." Bu bakış açısı, sağlık çalışanlarının güvenliğini, kamusal sağlık sisteminin kalitesi ve istikrarıyla doğrudan ilişkilendiriyor. Yasanın tüm partilerin ortak sponsoruğunda geçmesi, kamu görevlilerini mesleki şiddetten koruma konusunda olağanüstü bir uzlaşıya işaret ediyor.
Bu yasal dönüşümün çok yönlü sonuçları olacak. Ön cephedeki personel için daha net bir hukuki başvuru yolu ve değerli rollerinin sembolik bir teyidi anlamına geliyor. Kamuoyu için ise hayati hizmetlerin düzenli işleyişini pekiştirmesi amaçlanıyor. Ancak analistler, yasanın etkinliğinin nihayetinde uygulanmasına ve kamu kurumlarında geliştirilmiş güvenlik altyapısı, çatışma azaltma eğitimleri gibi tamamlayıcı önlemlerle desteklenip desteklenmemesine bağlı olacağını belirtiyor.
Resmi yayın sürecini bekleyen yasanın kabulü, Kıbrıs'ın iş yeri şiddetiyle mücadelesinde net bir dönüm noktası. Kamu görevi ifa edenlere yönelik saldırıların, devletin yapılarına ve korumakla yükümlü olduğu toplumsal refaha yönelik doğrudan bir saldırı olduğunun hukuki kabulüdür. Önümüzdeki dönem, bu yeni hukuki aracın pratikte nasıl işleyeceğini ve onu ortaya çıkaran düşmanlıkları dizginlemede başarılı olup olmayacağını gösterecek.