Küresel enerji dönüşümü için hayati önemdeki madenlere erişim sağlamak amacıyla Batılı hükümetlerce finanse edilen amiral gemisi niteliğindeki bir altyapı projesi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde binlerce kişinin yerinden edilmesine yol açma tehlikesi taşıyor. Yeni bir soruşturma, Lobito Koridoru olarak adlandırılan bu iddialı projenin, güzergahı üzerindeki toplulukları tehdit ettiğini ortaya koydu.
Proje, Kongo'daki madenleri Angola'nın Lobito limanına bağlayan kritik bir demiryolu hattının yenilenmesini öngörüyor. Söz konusu Benguela demiryolu, onlarca yıldır atıl durumda olan bir kolonyal hat. Lobito Atlantik Demiryolu konsorsiyumu, hattın Angola bölümünü işletmek için onlarca yıllık bir imtiyaz elde etti. Bu girişim, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nden stratejik fon ve siyasi destek alıyor. Projenin temel amacı, elektrikli araç bataryaları ve diğer yenilenebilir teknolojiler için vazgeçilmez olan bakır ve kobaltın verimli bir ihracat rotası oluşturulması. Bu durum, koridoru Batı ülkeleri, Çin ve Körfez ülkeleri arasındaki kaynak rekabetinin tam merkezine yerleştiriyor.
Ancak, Global Witness adlı savunuculuk örgütünün yakın tarihli analizi, bu stratejik girişimin insani maliyetini gözler önüne serdi. Uydu görüntülerini kullanan analiz, Kongo bölümündeki, özellikle de Kolwezi maden merkezi yakınlarındaki gerekli yükseltme çalışmalarının yaklaşık 1.200 yapının yıkılmasına yol açabileceğini gösteriyor. Rapora göre bu, 6.500'e yakın kişiyi evsiz bırakabilir. Tehdit, hat boyunca belirlenen tampon bölgede inşaatı yasaklayan, uzun süredir yürürlükte olan ancak bugüne dek görmezden gelinen bir düzenlemenin aniden uygulamaya konmasından kaynaklanıyor.
Kolwezi'nin Bel Air mahallesinde, yaklaşan uygulama korku ve kafa karışıklığına neden oldu. Pek çok sakin, genellikle karmaşık arazi mülkiyeti düzenlemeleriyle, hattın işlemediği dönemlerde rayların hemen yanına evlerini inşa etti veya işyerleri kurdu. Bazı alımlar, devlet demiryolu şirketi SNCC'den kullanım hakkı almış olan demiryolu çalışanlarından, bazıları ise mülkiyet iddiaları şüpheli üçüncü şahıslardan yapıldı. Bu durum, yasal açıdan savunmasız bir tablo yarattı. Yerel bir toplum temsilcisi olan Emmanuel, bazı sakinlerin "araziyi, sahibi olmayan satıcılardan almış olabileceğini" belirterek durumun ne kadar kırılgan olduğunu ifade etti.
Resmi açıklamalar ise tahliye tehlikesi altındakilere pek teselli vermiyor. Lualaba eyaletinin arazi işlerinden sorumlu bakanı Jean-Pierre Kalenga, tampon bölgede yaşayanları "kaçak" olarak nitelendirerek katı bir tutum sergiledi. Bu pozisyon, tepeden inme altyapı kalkınması ile atıl durumdaki kamu varlıklarının etrafında organik olarak büyüyen gecekondu mahalleleri arasındaki derin çelişkinin altını çiziyor.
Yaşanan gelişmeler, projenin uluslararası destekçileri için önemli bir ikilem yaratıyor. Lobito Koridoru, Çin hakimiyetindeki tedarik zincirlerine sürdürülebilir bir alternatif olarak lanse ediliyor. Ancak uygulama aşaması, diğer kaynak çıkarımı projelerinde sıklıkla eleştirilen toplumsal yerinden etme örüntülerini tekrarlama riski taşıyor. Önümüzdeki aylar, tüm tarafların, kritik minerallere olan acil talebi, bu kaynakların üzerinde yaşayan toplulukların temel hakları ve geçim kaynaklarıyla uzlaştırma taahhüdünü sınayacak.