WASHINGTON D.C. — Onlarca yıldır çatışma ve karşılıklı suçlamalarla sarsılan Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DRC) ile Ruanda, ABD'nin arabuluculuğunda tarihi bir barış anlaşmasına imza attı. Donald Trump'ın adını taşıyan bir mekanda düzenlenen yüksek gerilimli diplomasi töreni, iki ülkenin liderini aynı masada buluşturdu. Anlaşma, bölgedeki kanlı vekalet savaşlarını durdurmayı ve istikrarı sağlamayı hedefliyor.
**Derin Kökler, Yeni Bir Umut**
Doğu Kongo, dünyanın en değerli madenlerine ev sahipliği yaparken, aynı zamanda istikrarsızlığın da merkezi haline geldi. Ruanda, Kinshasa yönetimini, 1994 soykırımıyla bağlantılı Hutuların aşırılıkçı örgütü FDLR'ye kucak açmakla suçluyordu. Kongo ise Ruanda'yı, ağırlıklı olarak Tutsilerden oluşan M23 isyancı hareketini desteklemekle itham ediyordu. Bu yıl M23 militanlarının geniş toprakları ele geçirmesi ve binlerce kişiyi yerinden etmesi, tansiyonu tehlikeli biçimde yükseltti ve iki komşu devletin savaşın eşiğine geldiği endişelerini körükledi.
Washington zirvesi, geçtiğimiz Mart ayında Katar'da başlayan gizli görüşmelerin ve Haziran'daki ön mutabakatın ardından geldi. Trump'ın inisiyatifiyle düzenlenen toplantıya, Angola, Kenya, Burundi, Togo ve Uganda'dan kilit bölgesel aktörler de eşlik etti. Anlaşmanın özü karşılıklılığa dayanıyor: Ruanda, M23'ye verdiği tüm desteği kesmeyi; Kongo ise FDLR tehdidini etkisiz hale getirmeyi taahhüt ediyor. Taraflar birbirinin egemenliğine ve sınırlarına saygı duyacak.
**"En Net ve Uygulanabilir Yol"**
İmza töreni, Kongo ordusu ile M23 arasında son günlerde şiddetlenen çatışmaların gölgesinde gerçekleşti. Taraflar, yeni ateşkesi ihlal etmekle birbirini suçlasa da, masadan umutlu ayrıldı. Trump, "Her iki lidere de güvenim tam... Anlaşmaya bağlı kalacaklarını ve ülkelerinin halkları için çok daha parlak bir gelecek kuracaklarını biliyorum" ifadelerini kullandı. Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame ise ABD'nin rolünü vurgulayarak, "Sonuç olarak, şimdiye kadarki en net ve en uygulanabilir yola sahibiz" dedi.
**Asıl Sınav Şimdi Başlıyor**
Analistler, gerçek sınavın sahada yaşanacağı konusunda uyarıyor. Sayısız silahlı grup ve madenler üzerindeki ekonomik çıkarlar, şiddeti beslemeye devam ediyor. Ancak bu anlaşma, dünyanın en derin insani krizlerinden birine neden olan vekalet dinamiğini ortadan kaldırmak için somut bir çerçeve sunuyor. Dikkat çeken bir diğer gelişme ise Trump'ın, iki ülkeden nadir toprak elementleri temin etme ilgisini açıklaması oldu. Bu açıklama, bölgesel istikrar ile ekonomik ortaklık arasında doğrudan bir bağ kurdu.
Geçmişteki başarısız anlaşmaların gölgesi uzun olsa da, Washington'ın bu girişimi, bir nesildir süren bu kanlı çatışmaya dair üst düzey siyasi iradeyi yeniden merkeze taşıdı. Şimdi gözler, kağıt üzerindeki bu taahhütlerin, Kongo'nun dağlık doğusunda ve Ruanda sınırında nasıl hayat bulacağına çevrildi.