Honduras'ta pazar günü yapılan başkanlık seçimlerinin sonucu, hem yavaş ve tartışmalı oy sayımı hem de kuzeyden gelen son dakika jeopolitik müdahalesiyle belirsizliğe gömüldü. Seçim otoritelerinin tekrar tekrar kesintiye uğrayan sayım sürecindeki teknik arızalarla boğuştuğu bu kritik anda, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın hamleleri, iyice gerilmiş olan tabloyu iyice karıştırdı.
Liberal Parti'den Salvador Nasralla, iktidardaki Ulusal Parti'den Nasry "Tito" Asfura ve LIBRE Partisi'nden Rixi Moncada'nın başrolde olduğu seçimlerde, sayımın yüzde seksenlerde olduğu bir anda Nasralla, Asfura'nın önünde 14 binden az bir oy farkıyla önde gidiyordu. Ancak bu kıl payı fark, Ulusal Seçim Konseyi'nin (CNE) teknik aksaklık gerekçesiyle defalarca sayımı durdurmasıyla gölgelendi. Sürecin dördüncü gününde hala netice alınamaması, ülkeyi tam bir siyasi belirsizliğe sürükledi. Konsey üyesi Cossette Lopez-Osorio'nun bir ara vermeyi "affedilmez" diye nitelemesi, içerideki gerilimin boyutunu gözler önüne serdi.
Tam da bu kaotik ortamda, eski ABD Başkanı Donald Trump'tan iki bombalı açıklama geldi. İlk olarak, aday Nasry Asfura'yı açıkça desteklediğini ilan eden Trump, ABD'nin gelecekteki desteğini onun zaferine bağladı. Kanıt sunmadan, yetkililerin sonucu manipüle etmeye çalıştığını iddia ederek, "Eğer yaparlarsa, bunun bedeli ağır olur!" tehdidini savurdu. Daha da çarpıcı olanı, Trump'ın başkanlık af yetkisini kullanarak, ABD'ye kokain kaçakçılığı komplosundan Batı Virginia'da 45 yıl hapis cezası çeken eski Honduras Devlet Başkanı Juan Orlando Hernández'i affetmesi oldu. Hernández, salı günü tahliye edildi.
Bu ikili hamle, uluslararası ilişkilerde görülmemiş bir dış müdahale olarak yorumlanıyor. Analistlere göre, uyuşturucu kaçakçılığından mahkum bir liderin affı ile tercih edilen bir adaya koşullu destek açıklamasının aynı anda gelmesi, Honduras'ın siyasi rotasını belirleme yönünde oldukça ağır bir girişim. Bu durum, ülke egemenliği ve diplomatik ilişki normlarına dair derin soruları da beraberinde getiriyor. Net etkisi ise, zaten operasyonel başarısızlıklarla kredibilite sorunu yaşayan seçim sürecinin üzerindeki şüphe bulutlarını iyice kalınlaştırmak oldu.
Önümüzdeki günler kritik. CNE, hem yoğun iç baskı hem de bu çarpıcı dış müdahalenin gölgesinde sayımı tamamlamak zorunda. Kazanan aday, sadece derin ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşan bir ülkeyi değil, aynı zamanda kuzeydeki güçlü müttefikiyle yeniden tanımlanan, daha karmaşık bir ilişkiyi de miras alacak. Honduras'ta demokrasinin geleceği, artık sadece sandık başında değil, sınırların çok ötesindeki güç koridorlarında da mücadele edilen bir mesele haline geldi.