Lingua-News Cyprus

Language Learning Through Current Events

Wednesday, December 3, 2025
C1 Advanced ⚡ Cached
← Back to Headlines

Avrupa'nın Savunma Düzeninde Türkiye'nin Yeri Yeniden Tartışılıyor

Ankara, Avrupa savunma işbirliğinin merkezinde yer alma hedefini hem diplomatik kanallardan hem de sahada somut bir başarıyla vurguladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Avrupa'nın stratejik özerkliğine yönelik açıklamaları ile yerli muharip insansız hava aracı Kızılelma'nın ilk hedef düşürme testi, Türkiye'nin kıta güvenliğinde 'masanın kenarı' değil, 'masanın başı' olma niyetinin açık göstergesi.

Fidan, Alman *Die Welt* gazetesine verdiği mülakatta, Avrupa'nın güvenliğinin yeniden şekillendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bana göre, İngiltere, Fransa, Almanya, Türkiye ve İtalya gibi ülkeler önce işbirliği yapmalı ve tartışmaya öncülük etmelidir" ifadelerini kullandı. Bu sözler, Türkiye'yi Avrupa'nın savunma mimarisinin ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırma çabasının diplomatik dışavurumuydu. Fidan'ın vurguladığı nokta, güvenilir bir Avrupa savunma ayağının, Ankara'nın askeri kapasitesi ve jeopolitik ağırlığı olmadan inşa edilemeyeceğiydi.

Diplomasi masasındaki bu hamle, sahada çarpıcı bir teknolojik atılımla aynı ana denk geldi. Baykar tarafından geliştirilen ve 'ucu açık proje' olarak nitelenen Kızılelma, Sinop'ta gerçekleştirdiği testte bir ilke imza attı. Beş F-16 savaş uçağının eskortluk ettiği Kızılelma, jet motorlu bir hedefi, kendi sensörleri ve orta menzilli hava-hava füzesiyle başarıyla imha etti. Bu muvaffakiyet, sadece bir silam sisteminin testi değil, aynı zamanda milli muharebe ağında komuta kontrol, erken ihbar ve ateş gücünün entegre bir şekilde çalıştığının da kanıtı oldu.

Uzmanlar, bu iki gelişmenin Türkiye'nin uzun vadeli ve tutarlı stratejisinin birer parçası olduğuna dikkat çekiyor. Bir yandan diplomatik olarak "Biz buradayız, söz hakkımız var" denilirken, diğer yandan gelişmiş savunma sanayii ürünleriyle "Bu hakkı destekleyecek kabiliyet de burada" mesajı veriliyor. Fidan'ın, Avrupa'nın güvenliğini tartışırken ABD odaklı bakış açısının ötesine geçilmesi gerektiğine dair vurgusu ise, Ankara'nın çok kutuplu bir dünyada yeni ittifak dengeleri arayışının ipuçlarını taşıyor.

Türkiye'nin bu çift yönlü atağının yankıları çeşitli. NATO içinde, özellikle Rusya ile diyaloğu kesmeyen bir ülkenin savunma tartışmalarında lider rol talep etmesi karmaşık dinamikler doğuruyor. Fidan'ın, "Rusya ile diyaloğumuzu asla kesmedik. Çıkarlarımız ihlal edildiğinde tepki gösteririz" sözleri bu dengeli duruşun altını çiziyor. Bölgesel düzlemde ise, özellikle Yunanistan'da, Türkiye'nin insansız hava sistemlerindeki ilerleyişi yeni savunma doktrinlerinin şekillenmesinde etkili bir faktör olarak değerlendiriliyor.

Sonuç olarak, Türkiye, elindeki kozları ustalıkla oynuyor. Hem siyasi irade hem de teknolojik yetenek anlamında Avrupa'nın gelecekteki savunma düzeninde söz sahibi olmak istediğini net bir dille ortaya koydu. Bu talebin, Fidan'ın saydığı Avrupalı ortaklar tarafından ne ölçüde içtenlikle karşılanacağı şimdilik belirsiz. Ancak bir gerçek var: Ankara, ister diplomasi sofralarında ister gökyüzündeki muharebe sahalarında, artık hesaba katılması gereken bir güç olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

← Back to Headlines