ABD Başkanı Donald Trump'ın, Somali kökenli göçmenler ve Temsilciler Meclisi üyesi Ilhan Omar hakkındaki aşağılayıcı sözleri, Minnesota eyaletinde Somali toplumunu hedef alan büyük bir federal göçmen operasyonu haberleriyle çakıştı. Bu ikili gelişme, yerel yöneticilerden şiddetli bir tepkiyi ateşlerken, ülkenin en kalabalık Somali diasporasından birini derin bir endişeye sürükledi.
Washington’da Salı günü yapılan kabine toplantısında, basın kameralarının kaydettiği açıklamalarda Trump, göçmenlik konusunda ağır ifadeler kullandı. Minnesota’dan Somali asıllı Demokrat Kongre üyesi Ilhan Omar’ı hedef göstererek, hem onu hem de daha geniş göçmen gruplarını aşağılayan bir dil kullandı. Eleştirmenler, medyada hızla yayılan bu sözleri "insanlık dışı" ve "ırkçı tonlu" olarak nitelendirdi.
Bu söylemler, federal gözaltının artmasıyla aynı zamana denk geldi. Eş zamanlı yayımlanan haberler, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinin, ülke genelinden yaklaşık yüz ajanı Minneapolis-St. Paul metropolitan bölgesine konuşlandırmaya hazırlandığını duyurdu. Söz konusu personelin, sınır dışı edilme kararları kesinleşmiş kişileri yakalamak üzere özel ekipler halinde organize edildiği belirtildi. Minneapolis Polis Departmanı ise bu tür federal operasyonlara katılmadıklarını ve önceden bilgilendirilmediklerini açıkladı.
Minnesota’daki Somali kökenlilere yönelik bu ilk değil. Yetkililer, zaman zaman ortaya çıkan münferit yardım dolandırıcılığı vakalarını ve eyaletin bu faaliyetler için bir merkez haline geldiğine dair kanıtlanmamış iddiaları gündeme getiriyor. Ayrıca, Başkan’ın açıklamalarından bir gün önce, Hazine Bakanı Scott Bessent, federal bir soruşturma başlatıldığını duyurdu. Henüz doğrulanmamış iddialara göre, ABD vergi mükelleflerinden toplanan fonların bir kısmı yasadışı yollarla yabancı militan örgüt El-Şebab’a aktarılmış olabilir.
Minnesota’dan gelen tepki ise hızlı ve net oldu. Başkan’ın sık sık hedefi haline gelen Temsilci Ilhan Omar, bu son saldırıyı reddetti. Trump'ın kendi kişiliğine ve geçmişine takıntısını eleştirerek, "Bu söylemler gerçekleri yansıtmıyor" dedi. Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, diğer kent yetkilileriyle bir basın toplantısı düzenleyerek toplumun endişelerine doğrudan hitap etti. Dayanışma içinde bir ton benimseyen Frey, göçmen statüsü ne olursa olsun kentin tüm sakinlerine bağlılığını vurguladı ve yaklaşan federal operasyonla işbirliği yapmayacaklarını kesin bir dille açıkladı.
Bu söylem ve operasyon buluşmasının derin etkileri var. Toplum savunucuları, Somali mahallelerinde elle tutulur bir korku iklimi oluştuğunu, ailelerin geleceklerinden endişe duyduğunu bildiriyor. Durum, sığınma politikalarını savunan yerel yönetimlerle, agresif bir göçmenlik gündemi izleyen federal yönetim arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Operasyon haberi yaklaştıkça, bu olay sıradan bir siyasi tartışmanın ötesine geçiyor; toplumsal dayanıklılığın ve bölücü ulusal söylemlerin kırılgan topluluklar üzerindeki somut etkisinin sınavı haline geliyor.