Avrupa Birliği'nin (AB) son değerlendirmesi, Kıbrıs'ı toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda üye ülkeler arasında son sıraya yerleştirdi. Bu çarpıcı veri, kamu sektöründe engelli haklarına ilişkin yüksek profilli bir ayrımcılık davasıyla aynı döneme denk gelerek, ülkedeki eşitlik mücadelesinin iki farklı cephesini gündeme taşıdı.
Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü'nün (EIGE) yayımladığı son endeks, çalışma, para, bilgi, zaman, güç ve sağlık alanlarındaki eşitliği ölçtü. Kıbrıs, 100 üzerinden sadece 47.6 puan alarak AB genelinde en düşük skora sahip oldu. En derin uçurum ise 'zaman' kategorisinde ortaya çıktı: %54'ü aşan bir farkla, ev ve bakım sorumluluklarının kadınların sırtında ağır bir yük oluşturduğu görülüyor. Bu tablo, Kıbrıslı kadınların AB içinde işgücüne katılımda birinci, genç kadınlarda yükseköğrenim tamamlama oranında ise en üst sırada yer almasına rağmen devam ediyor.
Cinsiyet Eşitliği Komiseri Josie Christodoulou, bulgulara ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu, kadınlar ve erkekler arasında bir yarış değil. Amacımız, kalıp yargı ve önyargılardan uzak, eşit temsildir" ifadelerini kullandı. Analistler, kadınların ücretsiz bakım emeği yükünü sırtlanmasını normalleştiren köklü toplumsal normlara işaret ediyor. Ayrıca, işgücü piyasasındaki yüksek mesleki ayrışma, kadınların eğitimdeki başarısının güçlü veya yüksek ücretli pozisyonlara erişimde karşılık bulmasını engelliyor.
Bu tabloya paralel olarak, İdare ve İnsan Hakları Komiseri (Ombudsman) Maria Stylianou Lottides, engelli temelli ayrımcılık iddialarına sahip bir dosyaya müdahale etti. Limasol Bölgesel Yerel Yönetim Örgütü'nde çalışan ve 2012'den beri hareket kabiliyeti engeli bulunan bir erkek personel, Mayıs 2024'te terfi verilen iki meslektaşının arkasında bırakıldığını iddia ediyor. Avukatları, bu kararın doğrudan müvekkilinin engeli nedeniyle alındığını savunuyor.
Ombudsmanlık, ulusal mevzuat ve BM Engelli Hakları Sözleşmesi'ni gerekçe göstererek, söz konusu kamu kurumundan yazılı bir gerekçe talep etti. Yapılan yazışmada, "işverenin, işyerinde engelli kişiler için makul düzenleme sağlama yükümlülüğü" vurgulandı. Kurumun, sendikalar ve savunuculuk gruplarının takibi altında, açıklamasını Aralık ortasına kadar yapması bekleniyor.
Bu iki gelişme, Kıbrıs'ın eşitlik karnesine dair çok boyutlu bir fotoğraf sunuyor. Cinsiyet eşitliği endeksi 2015'ten bu yana kademeli bir iyileşme gösterse de, sonuncu sıra sistemik kültürel ve yapısal engelleri gözler önüne seriyor. Ayrımcılık davası ise, yasal çerçevelerin kamu kurumlarında ne kadar etkin uygulandığının somut bir testi niteliğinde. Birlikte ele alındığında, bu olaylar, Kıbrıs toplumu için kadınların ve engelli bireylerin gündelik hayatında yasaların öngördüğü hakları tesis etmek adına somut adımların atılması gereken kritik bir döneme işaret ediyor. Sonuçlar, ülkenin daha kapsayıcı bir gelecek inşa etme iradesinin göstergesi olarak yakından izlenecek.