Eski Başkan Donald Trump'ın atadığı bir federal savcının görevden alınması, bir askeri operasyonun sorgulanması ve Venezuela'ya yönelik ültimatom, Washington'da yine hareketli günler yaşanmasına neden oldu. Bu gelişmeler, yürütme erkinin sınırlarını zorlayan hamlelerle, kurumsal denge mekanizmaları arasındaki gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi.
**Yargıdan 'Dur' Dedirten Atama**
En dikkat çeken gelişme, New Jersey Bölge Başsavcısı olarak atanan Alina Habba'nın görevinden alınması oldu. Habba, daha önce Trump'ın kişisel avukatlığını yapmıştı. Bir federal temyiz mahkemesi, üç yargıcın oybirliğiyle aldığı kararda, bu atamanın Senato onayı sürecini atlayarak ve 'Federal Boş Pozisyonlar Reform Yasası'nı ihlal ederek yapıldığına hükmetti. Kararı 'emsalsiz' olarak nitelendiren davacıların avukatları Abbe David Lowell ve Norm Eisen, "Bu, bir temyiz mahkemesinin, Başkan Trump'ın bu pozisyonlara istediği kişiyi yerleştirmek için uzun süredir devam eden yasal ve anayasal süreçleri gasp edemeyeceğine hükmettiği ilk sefer" açıklamasını yaptı. Bu karar, eyaletteki birçok federal davanın seyrini de belirsizliğe soktu.
**Af ve Tartışmalı Operasyon**
Yargıdaki bu gelişmeye paralel olarak, Beyaz Saray'dan tartışmalı bir af haberi geldi. GPB Capital Holdings'in eski CEO'su David Gentile, büyük bir yatırım dolandırıcılığından aldığı yedi yıllık hapis cezasının sadece iki haftasını yattıktan sonra Trump'ın affıyla serbest kaldı. İdare, bu kararı, önceki Adalet Bakanlığı'nın davayı yanlış karakterize etmesini düzeltmek olarak savundu. Bu, Trump'ın beyaz yaka suçlardan hüküm giymiş kişilere yönelik müdahaleler zincirine bir yenisini ekledi.
Uluslararası arenada ise Pentagon, uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir gemiye düzenlenen ikinci bir askeri saldırıyı doğruladı ve operasyonun iç soruşturmaya tabi tutulduğunu açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt operasyonu 'yasal öz savunma' olarak tanımlasa da, ilk saldırıdan kurtulan kişilerin ölümüyle sonuçlanan bu harekât, askeri protokol ihlalleri nedeniyle inceleniyor. Savunma Bakanı Pete Hegseth, sahadaki komutanın kararından kendini açıkça uzaklaştırdı.
**Venezuela'ya Ültimatom**
Dış politikada ise gerilim daha da tırmandı. Birden fazla aracı ülkenin kolaylaştırdığı bir görüşmede Trump'ın, Venezuela lideri Nicolás Maduro'ya doğrudan bir ültimatom verdiği ve istifasını talep ettiği öğrenildi. ABD donanmasının bölgedeki varlığıyla desteklenen bu tehdide rağmen Maduro pes etmedi; aksine, kapsamlı dokunulmazlıklar ve askeri kontrolün devamı talepleriyle karşılık verdi.
Bu olayların siyasi yankıları derin. Senatör Mark Kelly, Başkan'ın suçlayıcı retoriğinin ardından tehditlerde bir artış olduğunu bildirdi. Bu, ülkedeki kutuplaşmış atmosferin ne denli derin olduğunu bir kez daha gösterdi. Toplamda bakıldığında, Trump'la özdeşleşen bu hamleler, yürütme erkinin sınırlarını genişletmeye yönelik ısrarlı bir çabayı, ancak buna karşılık yargı ve ordu içinde giderek güçlenen kurumsal direnci ortaya koyuyor. Sistemin 'fren ve denge' mekanizmaları, bir kez daha sınav veriyor.