Lefkoşa - Kıbrıs'ın en büyük bankası, yılın ilk dokuz ayında karında düşüş açıklamasına rağmen, yıl sonu hedefini yukarı çekti ve hissedarlara temettü dağıttı. Bu finansal tablo, muhalefetin banka karlarına yönelik 'geçici dayanışma vergisi' teklifini yeniden parlamentoya taşımasıyla alevlenen siyasi bir tartışmanın tam ortasına düştü. Olaylar, şirket karlılığı ile ekonomik adalet arayışı arasındaki Avrupa çapındaki gerilimin Kıbrıs'taki yansıması olarak görülüyor.
Bank of Cyprus, 2025 yılının Eylül ayına kadar olan dokuz aylık dönemde 353 milyon Euro net kar açıkladı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %12'lik bir gerilemeye işaret ediyor. CEO Panicos Nicolaou, düşüşün başlıca nedenini bankaların can damarı olan net faiz gelirindeki azalma olarak gösterdi. Ancak, bankanın diğer verileri sektör için oldukça sağlıklı bir manzara çizdi. Yeni kredi kullandırma, yıllık hedefleri bir hayli aşarak neredeyse üçte bir oranında arttı. Takipsiz kredi oranı ise %1,2 ile rekor bir seviyeye geriledi. Bu güçlü performans göstergeleri, yönetim kurulunun yıl sonu kar hedefini yükseltmesine ve Ekim sonunda ara temettü ödemesine zemin hazırladı.
Fakat bankacılık sektörünün 'işler yolunda' mesajı, siyasette tam tersi bir tepkiyi tetikledi. Muhalefetteki sol görüşlü AKEL Partisi, 2025 ve 2026 vergi yılları için banka karlarına yönelik 'dayanışma vergisi' teklifini yeniden meclise sundu. Parti Genel Sekreteri Stefanos Stefanou, yüksek faiz ortamında bankaların rüzgârı arkasına aldığını, buna karşılık tüketiciler ve KOBİ'lerin yüksek borçlanma maliyetleri ve enflasyonla boğuştuğunu savunuyor. Teklif, 2022 yılı baz alınarak 'aşırı' addedilen kar dilimlerini vergilendiren karmaşık bir mekanizma öngörüyor. Bankaların vergi yükünü müşteriye yüklemesini engellemek içinse ağır cezai hükümler getiriliyor.
Bu hamle, geçen yıl parlamentoda eşit oy ve çekimserler yüzünden rafa kalkan aynı teklifin yeniden hayat bulma çabası. Bankacılık sektörü temsilcileri ise, sektöre özel böyle bir vergilendirmenin Kıbrıs'ın yabancı yatırım cazibesine darbe vuracağı uyarısını yineliyor. Uluslararası finans çevrelerinden gelen yorumlar da tartışmaya farklı bir boyut katıyor. deVere Group CEO'su Nigel Green, İngiltere'de sabit vergi dilimlerinin enflasyon karşısında 'gizli bir vergi artışı' yarattığına dikkat çekerek, bu tür politikaların sermaye ve yetenek kaçışını tetikleyebileceğini belirtti. Bu uyarı, bölgesel bir finans merkezi olmayı hedefleyen Kıbrıs için de dikkate değer bir not niteliğinde.
Piyasalar ise şimdilik Bank of Cyprus'a güvenini koruyor. Bankanın hisse senedi son bir yılda değer kazanarak, piyasa değerini 3,3 milyar Euro'nun üzerine taşıdı. Bu iyimserlik, sektörün kriz sonrası toparlanması ve bilançolarının güçlenmesine dayandırılıyor. Ancak, meclis gündemine giren yasa teklifi, geleceğe dair bir belirsizlik bulutu yaratıyor. Yaklaşan parlamenter müzakereler, hükümetin sosyal destekleri finanse etmek adına özel sektör karlarına müdahale etme iştahını test edecek. Sonuç, Kıbrıs'ın ekonomik politika yöneliminde, kısa vadeli siyasi baskıların mı, yoksa rekabetçi bir bankacılık ortamına dair uzun vadeli taahhütlerin mi ağır basacağını gösterecek.