Lefkoşa'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan yapılan önemli bir açıklamayla, Kıbrıs Rum Yönetimi, 2026'nın ilk yarısında üstleneceği Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı'nın stratejik yol haritasını kamuoyuna sundu. Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola'nın da katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, AB'nin stratejik özerkliğini güçlendirmeyi merkeze alan ve Kıbrıs'ı, Birliğin komşu bölgelerle işbirliğinde kilit bir kavşak noktası haline getirmeyi hedefleyen iddialı bir gündemi açıkladı. Görev süresinin başlamasına tam otuz gün kala netleşen bu plan, yaklaşık iki yıldır süren titiz hazırlığın ürünü olarak kayda geçti.
Dönem başkanlığının arka planı, devam eden çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle şekillenen, kuşkusuz karmaşık bir jeopolitik manzara sunuyor. Kıbrıs, Avrupa, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'in kesişim noktasındaki benzersiz coğrafi ve siyasi konumunu kullanarak 'köprü vazifesi' görmeyi planlıyor. Bu yaklaşımın somut bir adımı olarak, gelecek yılın Nisan ayında adada, gayriresmi bir AB Liderler Zirvesi ve Dışişleri Konseyi toplantısı düzenlenecek. Hükümet, bu buluşmalara Türkiye Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nı da davet etme niyetini açıklayarak uzlaşma arayışının sinyalini verdi; ancak katılım konusundaki nihai karar Ankara'nın insiyatifinde olacak.
Cumhurbaşkanı Hristodulidis, dönem başkanlığı vizyonunu, "Başkanlığımızın vizyonu, vatandaşlarını ve çıkarlarını koruyabilen, sınırlarını savunan, değerlerini muhafaza eden, güvenliğini ve savunmasını temin edebilen Otonom bir Birlik'tir" sözleriyle özetledi. Bu stratejik otonomi arayışının, Çok Yıllı Mali Çerçeve, göç politikası, rekabet gücü ve Avrupa savunma işbirliği gibi kritik yasama dosyalarında ilerleme sağlanmasına dönüşmesi bekleniyor. Kıbrıs yönetimi, aynı zamanda, kronikleşen Kıbrıs sorunu ve kültürel varlıkların yasa dışı trafiği gibi uzun süredir devam eden ulusal kaygıları, daha geniş Avrupa güvenlik ilkeleriyle paralellik kurarak, AB gündeminde daha üst sıralara taşımayı amaçlıyor.
Dönem başkanlığının kültür politikasındaki en dikkat çekici ayağı ise önerilen "Agora AB" programı. 8.5 milyar Euro'luk bütçe öngörülen bu girişim, Yaratıcı Avrupa ve Vatandaşlar, Eşitlik, Haklar ve Değerler (CERV) programı gibi mevcut çerçevelerin yerini almayı ve genişletmeyi hedefliyor. Kültür Bakan Yardımcısı Vasiliki Kasiyanidu'ya göre program, ortak kültürel miras yoluyla Avrupa birliğini pekiştirirken, kültürel varlıkların yasa dışı ticaretine karşı sistematik bir mücadele yürütecek. Bu hamle, AB'nin yumuşak gücüne ve iç uyumuna yapılan önemli bir stratejik yatırım olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Metsola, "AB, Kıbrıs Dönem Başkanlığı'na güveniyor" ifadesini kullanarak başarılı bir dönem beklentisini dile getirdi. Altı aylık süre, ada ülkesini hiç şüphesiz Birliğin yasama mekanizmasının tam merkezine yerleştirecek ve dijital çocuk güvenliğinden uygun fiyatlı konuta kadar birçok meselede gündemi şekillendirmek için eşsiz bir platform sunacak. Kıbrıs, Konsey'in dümenini devralmaya hazırlanırken, dönem başkanlığı ince bir denge üzerine kurulacak: Bir yandan geniş Avrupa önceliklerini ilerletirken, diğer yandan kendine özgü bölgesel gerçeklerini yönetmek, Türkiye ile olan dinamikleri potansiyel olarak yeniden şekillendirmek ve AB'nin hareketli bir komşuluk bölgesindeki rolünü güçlendirmek zorunda kalacak.