Bilim insanları uzun zamandır uyarıyor: İklim değişikliği artık sadece gelecekte değil, bugün de büyük bir sorun. Dünya Hava Durumu Atıf Grubu'nun yeni bir araştırması, bu uyarıyı üzücü bir şekilde doğruluyor. Araştırma, insan faaliyetlerinin neden olduğu küresel ısınmanın, geçen Kasım ayında Sri Lanka, Endonezya ve Malezya'yı vuran ölümcül yağmurları ve fırtınaları çok daha güçlü hale getirdiğini gösterdi.
Araştırmaya göre, fosil yakıtlardan kaynaklanan gezegenin ısınması, beş gün süren bu şiddetli yağmurları %28 ile %160 arasında daha yoğun hale getirdi. Özellikle Sri Lanka'da, aşırı yağışlar geçmişe göre neredeyse iki kat daha güçlü. Araştırmayı yöneten Dr. Sarah Kew, "Bu bölgede muson yağmurları normaldir. Ancak normal olmayan şey, bu fırtınaların giderek daha şiddetli olmasıdır" diyor. Bu durum, 'normal' dediğimiz şeyin artık değiştiğini açıkça ortaya koyuyor.
'Ditwah' ve 'Senyar' adlı fırtınaların neden olduğu seller, dört metreyi geçen su seviyeleriyle evlerin alt katlarını yok etti. 1.750'den fazla kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi ise hâlâ kayıp. Prof. Dr. Lalith Rajapakse, bu olayları "endişe verici yeni bir gerçeklik" olarak tanımlıyor. Yaşananların, görülmemiş yağışlar, büyük can kaybı ve ekonomik faaliyetlerde ciddi aksamalar olduğunu söylüyor.
Ölümlerin yanı sıra, zincirleme etkiler de çok ağır. Milyonlarca insan etkilenirken, en yoksul kesim evini ve işini kaybediyor. Altyapının bozulması, insanların sağlık hizmetlerine ulaşmasını zorlaştırıyor. Uzmanlar, diyabet gibi hastalıklardan ölümlerin de artabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Sumatra'da ormanların yok edilmesi, toprağın suyu emme yeteneğini azalttığı için sellerin etkisini daha da kötüleştirdi.
Bu durum, iklim adaletsizliğinin çok net bir örneğini gösteriyor. Krizin sorumlusu olmayan ancak en ağır bedeli ödeyen topluluklar, büyük bir haksızlıkla karşı karşıya. Hava ısınmaya ve daha çok nem tutmaya devam ettikçe, dünyanın en hassas bölgelerindeki insanların dayanma gücü azalıyor. Bilim insanlarının da vurguladığı gibi, çözüm sadece iklim değişikliğiyle mücadeleyi hızlandırmak değil. Aynı zamanda, küresel afet yardımlarını ve dayanışmayı tamamen yeniden düşünmekten geçiyor. Çünkü sellerin suyu çekilse bile, geride bıraktığı zarar uzun süre iyileşmeyecek gibi görünüyor.