Nijerya'nın orta-kuzeyindeki Papiri kasabasında, bir yatılı okuldan kaçırılan yaklaşık 100 öğrenci devlet güçlerine teslim edildi. Askerlerin koruması altında başkent Minna'ya getirilen çocukların kurtarılması sevindirici bir gelişme. Ancak, aynı okuldan hâlâ 150'den fazla öğrenci ve 12 personel rehin durumda. Bu durum, ülkenin derinleşen güvenlik sorununu bir kez daha gösteriyor.
21 Kasım'da gerçekleşen bu toplu kaçırma olayı, bölgede ne yazık ki çok sık yaşanıyor. Papiri'deki saldırı, 2014'teki Chibok faciasını hatırlattı. Hatta bu saldırıdan sadece günler önce, başka bölgelerdeki bir kilise ve bir lise de benzer saldırılara uğradı. Bu olaylar, silahlı grupların ne kadar cesaretlendiğini ve güçlendiğini kanıtlıyor.
Kurtarılan çocukların Minna'ya getirilmesi, devletin gücünü göstermek için planlandı. Uzun bir araç konvoyu, askerlerin korumasında 300 kilometreden fazla yol kat etti. Fakat, bu öğrencilerin nasıl kurtarıldığı tam olarak bilinmiyor. Yetkililer, "güvenlik nedeniyle" detay vermiyor. Bu gizlilik, olayla ilgili kilise yöneticilerini de üzdü. Kilise sözcüsü, "Onların dönmesi için dua ediyorduk. Bu haber iyi ama resmi bir bilgimiz yok" dedi.
Rakamlara bakarsak: Toplam 315 kişi kaçırıldı. İlk anda 50 kişi kaçtı. Şimdi de 100 kişi serbest kaldı. Bu, 165 kişinin hâlâ kayıp olduğu anlamına geliyor. "Haydut" olarak adlandırılan bu gruplar, devletin zayıf olduğu bölgelerde fidye için insan kaçırmaya devam ediyor.
Salı günü ailelerine kavuşacak çocuklar için bu an çok mutlu bir an. Fakat bu mutluluk, tüm ülkedeki endişenin ve korkunun gölgesinde kalıyor. Okullara ve ibadet yerlerine yapılan saldırılar, toplumu derinden yaralıyor. Minna'ya varış, bazı aileler için kâbusun bitmesi demek. Ancak yüzlerce aile için endişeli bekleyiş hâlâ sürüyor. Nijerya, bu büyük güvenlik kriziyle başa çıkmak zorunda. Her kurtarma operasyonu sevindirici olsa da, geride bırakılanların acısı unutulmamalı.