Kıbrıs'ın gökyüzündeki sessiz devlerinden biri olan Ak kuyruklu akbabanın hikayesi, trajik bir şekilde sona erdi. Avrupa Birliği'nin desteklediği bir proje kapsamında doğaya salınan akbaba, serbest bırakıldıktan sadece bir gün sonra elektrik çarparak öldü. Bu olay, türün Kıbrıs'taki zaten zayıf olan varlığını tehdit eden insan kaynaklı tehlikeleri bir kez daha gösterdi.
Bu akbaba, "LIFE with Vultures" (Akbabalarla Yaşam) projesinin bir parçasıydı. İspanya'dan getirilmişti ve amacı, Kıbrıs'taki akbaba sayısını artırmaktı. Akbaba, 2024 yılının ortasında ilk kez doğaya salınmış, ancak Ekim ayında hasta halde bulunup kurtarılmıştı. Altı haftalık tedaviden sonra iyileşti ve geçen hafta yeniden özgürlüğe kavuştu.
Üzerindeki GPS vericisi sayesinde takip edilen akbaba, diğer akbabalara katılmak için bir yolculuğa çıktı. Ancak bu umut dolu yolculuk çok kısa sürdü. Ertesi gün, vericiden gelen sinyal hareket etmediğini gösterdi. Akbabanın cansız bedeni, yüksek voltajlı bir elektrik direğinin altında bulundu. Yapılan inceleme, iki elektrik teline aynı anda dokunarak öldüğünü ortaya koydu. Bu kaza, elektrik hatlarının büyük kuşlar için ne kadar tehlikeli olabileceğini kanıtladı.
Akbabayı tedavi eden ekip büyük bir üzüntü yaşadı. Yaptıkları açıklamada, "Bu üzücü olay, bu kuşların Kıbrıs'ta ne kadar güvende olmadığını bir kez daha hatırlattı" dediler. Ekip, akbabalar için en büyük iki tehdidin zehirlenme ve elektrik çarpması olduğunu ve her ikisinin de insan kaynaklı olduğunu vurguladı.
Bu kayıp, doğayı koruma çalışmalarının ne kadar zor olduğunu gösterdi. Uzmanlar, Ak kuyruklu akbabaların Kıbrıs'ta geleceğinin olması için acil önlemler alınması gerektiğini söylüyor. Tehlikeli elektrik hatlarının güvenli hale getirilmesi ve zehirli yem kullanımının engellenmesi en önemli adımlar olarak görülüyor. Koruma çalışanları, her şeye rağmen umutlu. Doğru önlemlerle, bu görkemli kuşların bir gün yeniden Kıbrıs dağlarında özgürce uçabileceğine inanıyorlar. Ancak her bir ölüm, bize şunu hatırlatıyor: Bir hayvanı kurtarmak yetmez, onun yaşayacağı doğal ortamı da korumak zorundayız.