Beytüllahim'in merkezindeki Meryem Ana Meydanı, iki yıl sonra ilk kez bu akşam ışıklarla aydınlandı. Ancak bu kutlama, geçmişteki neşeli Noel havasından çok farklıydı. Gazze'deki savaşın gölgesi, İsa'nın doğduğuna inanılan bu tarihi kentin üzerine düşmüştü. Buna rağmen, Belediye Başkanı Maher Canavati'nin kararıyla, halka açık bir tören düzenlendi ve Noel ağacının ışıkları yakıldı. Bu karar, bazı tartışmalara neden olsa da, hayata devam etmenin bir işareti olarak görülüyor.
Son iki yıldır, Gazze'deki acılar ve yas nedeniyle Beytüllahim'deki tüm kutlamalar iptal edilmişti. Yakın zamanda başlayan ateşkesin ardından alınan bu karar, bir yandan umudu canlı tutma, diğer yandan da ekonomiyi canlandırma çabası olarak değerlendiriliyor. Çünkü savaş ve İsrail'in kısıtlamaları yüzünden, kente gelen hacı ve turist sayısı neredeyse sıfıra indi. Birçok dükkan ve otel, kapanmak zorunda kaldı.
İki saat süren tören, bu karışık duyguları yansıttı. Geleneksel neşeli şarkılar ve danslar yerine, daha çok barış için ilahiler söylendi ve dualar edildi. Süslenmiş dev Noel ağacı, normale dönmek isteyen insanlar için bir buluşma noktası oldu. Sokaklar ışıklarla, pazarlar ve partilerle süslendi. Fakat tüm bunların altında, çok yakındaki savaşın yarattığı derin bir endişe hissediliyordu.
Yerel esnaf için bu mütevazı canlanma çok önemli. İsrail'de yaşayan Filistinlilerden ve az sayıdaki turistten gelen rezervasyonlar, otellere biraz nefes aldırdı. Mücevher tasarımcısı Nadya Hazboun, "Her şey burada başladı. Biz buradan dünyaya, Noel'in gerçek anlamını, yani umudu ve barışı anlatabiliriz" dedi. Tören, hem halkın moralini yükseltmek, hem de dünyaya "Beytüllahim ayakta" mesajı vermek için düzenlendi.
Belediye Başkanı, yakındaki şiddet devam ederken kutlama yapmanın zor olduğunu kabul etti. Noel ağacını "umudun ışığı" olarak nitelendirdi. Meydandaki insanların yüz ifadelerinden, kısa bir süreliğine de olsa neşelendikleri, ama aynı zamanda devam eden trajediyi unutmadıkları anlaşılıyordu.
Meryem Ana Meydanı'ndaki bu ışıklar, artık sadece bir gelenek değil. Zor zamanlarda direnmenin, var olmanın ve umut etmenin bir sembolü haline geldi. Bu sembolik adımın, ekonomiyi tamamen düzeltip düzeltmeyeceği veya kalıcı bir barış getirip getirmeyeceği henüz belli değil. Ancak bu akşam, Beytüllahim'in kalbine düşen bu ışık, gölgeler içinde bile umudun nasıl parlayabileceğini gösterdi.