ABD ile Venezuela arasındaki gerginlik çok tehlikeli bir noktaya ulaştı. ABD Başkanı, Venezuela liderine bir ültimatom verdi. Ayrıca ABD, Karayipler bölgesine çok sayıda asker gönderdi. Trump yönetimi, Venezuela hükümetine karşı baskısını artırıyor. Bu baskıyı, uyuşturucuyla mücadele adı altında yürütüyor. Ancak asıl amacın, Venezuela'da yönetimi değiştirmek olduğu düşünülüyor. Bu durum, bölgede bir çatışma olasılığını güçlendiriyor. Venezuela ise ABD'ye karşı direneceğini açıkça söylüyor.
Kriz, Kasım ayında iki lider arasındaki bir telefon görüşmesiyle daha da arttı. Kaynaklara göre, ABD Başkanı Trump, Venezuela lideri Maduro'dan istifa etmesini istedi. Ayrıca, onun ve ailesinin ülkeyi güvenle terk etmesine yardım teklif etti. Maduro ise bu teklifi hemen reddetti. Bunun yerine, bir anlaşma yapılmasını önerdi. Ayrıca, ordunun hâlâ kendi kontrolünde olduğunu vurguladı. Trump daha sonra bu görüşmeyi doğruladı ancak detay vermedi.
Aynı zamanda ABD, Venezuela'ya yakın bölgede büyük bir askeri harekat başlattı. Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele bahanesiyle, yaklaşık 15.000 asker ve bir uçak gemisi bölgeye gönderildi. ABD, Maduro'nun liderlik ettiğini iddia ettiği bir uyuşturucu kartelini terör örgütü ilan etti. Eylül ayından beri, şüpheli gemilere birçok operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda onlarca kişi hayatını kaybetti.
Ancak, 2 Eylül'deki bir operasyon ABD'de tartışma yarattı. Şüpheli bir tekneye ikinci kez saldırı emri verildi. Beyaz Saray bu eylemi savundu, ancak Savunma Bakanı bu karardan rahatsız olduğunu gösterdi. Hatta, bunun bir savaş suçu olabileceğini ve soruşturulması gerektiğini ima etti. Artan sivil ölümler, ABD Kongresi'nin konuyu araştırmasına neden oldu.
Maduro ise, bu dış tehdide karşı ülkesinde milli birliği güçlendirmeye çalışıyor. ABD'nin hareketlerini, Venezuela'nın bağımsızlığına bir saldırı olarak tanımlıyor. Geçen ay Caracas'ta büyük bir kalabalığa seslendi. "Biz asla köle olmayacağız!" diye haykırdı. Venezuela hükümeti, ABD'nin asıl amacının ülkenin zengin kaynaklarını ele geçirmek olduğunu iddia ediyor.
Sonuç olarak, durum çok ciddi. ABD'nin sert tutumu, diplomatik çözüm şansını azaltıyor. Askeri yığınak ise korkuları artırıyor. ABD'de, operasyonların yasallığı sorgulanıyor. Maduro ise sert söylemlerle direniyor. Bu gerginlik devam ederse, ya uzun bir kriz ya da tehlikeli bir çatışma yaşanabilir. Tüm bu olanların ortasında ise, en çok Venezuela halkı etkileniyor.