**LEFKOŞA** – Kıbrıs, iklim değişikliğinin zorlu etkilerini şimdiden yaşamaya başladı. Normalde Kasım ayında havaların serinlemesi beklenirken, ada hâlâ alışılmadık derecede sıcak ve kurak günler geçiriyor. Bu durum, Kıbrıs'ı son yılların en büyük su sorunlarından birine yaklaştırdı. Uzmanlar, havaların giderek ısındığını ve kuruduğunu, bunun da hem doğal yaşamı hem de şehir altyapısını zorladığını söylüyor.
Kıbrıs Enstitüsü'nün verilerine göre, ada her on yılda yaklaşık yarım derece ısınıyor. Bu ısınma, mevsimlerin düzenini bozuyor. Örneğin, son yirmi yılda ilkbahar ve sonbahar aylarının ortalama sıcaklığı 2 derece kadar arttı. Bir uzman, "Bu yıl Kasım ayında, aslında gelecekte yaşanması beklenen sıcaklıkları erken tecrübe ettik" diyor ve ekliyor: "Kasım ayı, artık Eylül ayı gibi hissediliyor."
Isınmanın yanında, yağış miktarı ve şekli de değişiyor. Geçmişe kıyasla, adaya daha az yağmur düşüyor. Daha da önemlisi, yağmurların türü farklılaştı. Meteoroloji eski müdürlerinden biri, "Eskiden yavaş yavaş ve uzun süre yağan yağmurlar varken, şimdi aniden bastıran, kısa süreli ama çok şiddetli sağanaklar görüyoruz" şeklinde açıklıyor. Bu şiddetli yağmurlar, toprağa sızmak yerine hızla akıp gidiyor ve yeraltı sularının beslenmesine yardım etmiyor.
Tüm bunların en net sonucu, barajlardaki su seviyelerinde görülüyor. Barajlar, doluluk kapasitelerinin sadece %10'una yakın bir seviyeye düştü. Su İşleri yetkilileri, yeterli yağış olmazsa içme suyu rezervlerinin birkaç yıl içinde tükenebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Kıbrıs, bu soruna çözüm olarak deniz suyunu arıtmayı artırıyor. Şehirlerde kullanılan suyun büyük bir kısmı artık bu yöntemle elde ediliyor. Fakat bu çözüm hem pahalı hem de çok enerji gerektiriyor. Ayrıca, kişi başına düşen su tüketimi de her geçen yıl artmaya devam ediyor.
Geleceğe yönelik tahminler pek iç açıcı değil. İklim modelleri, Kıbrıs'ın gelecekte daha da kurak bir iklime sahip olabileceğini, yağışların önemli ölçüde azalabileceğini gösteriyor. Yaz ayları daha uzun ve daha sıcak geçecek, bu da klima gibi soğutma sistemlerine olan ihtiyacı artıracak. Tüm bu bilgiler, Kıbrıs'ın sadece hava durumunun değil, aynı zamanda su dengesi ve doğal çevresinin de büyük bir değişim riski altında olduğunu ortaya koyuyor. Bu sorunlara uyum sağlamak ve çözüm bulmak için acilen harekete geçmek gerekiyor.